Biraz karmaşık ve saçma bir bölüm olmuş olabilir.
" Yani başından beri kızımın adına bir kehanet mi vardı?!" dedi Ted, oturduğu koltuktan fırlayarak. Bakanlık'tan döner dönmez üç Çapulcu önce bunları kendi aralarında istişare etmiş, sonra da diğerlerine söylemeye karar vermişlerdi. Şimdi ise Ted ve Andromeda'nın evindeydiler.
İkisi de acayip şok olmuş biçimdeydi. Kimse onları suçlayamazdı. Zira Çapulcular da acayip şaşkındılar.
" A-ama neden?" dedi Andromeda. Gözleri dolmuştu. Remus onu anlayabiliyordu. Kızından her ne kadar çok uzakta olsa da sonuçta o bir anneydi ve 2 ay sonra, kanlı ay yükseldiğinde öldürülecekti. Düşüncesi bile tüyler ürperticiydi.
Lily
" Ama nereden biliyoruz kehanettekinin Nymphadora olduğunu? Belki... Belki de başka biri. Kehaneti tekrarlar mısın, Remus?"
Remus derin bir nefes alarak ezberlediği cümleleri tekrarlamaya başladı:
" Ayın kan kırmızı olduğu vakitten 23 yıl önce, bir kız çocuk doğacak. 8 aylık bir kız, ayın seçtiği kabul edilecek. Ve kanlı ay tekrar yükseldiğinde ona kurban edilecek. "
" Dora bir ay erken doğmuştu..." diye mırıldandı Ted dalgın dalgın.
Sirius
" Kendimizi kaldırmanın bir anlamı yok, Lily. Kehannette ki Dora. "
Andromeda birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Marlene kocasının karnına dirsek atıp hemen Andromeda'ya sarıldı. Aynı şekilde Lily de. Aralarında belki de onları en iyi Lily ve James anlıyordu. Harry'nin adına kehanet çıkınca ikisi de yıkılmıştı.
" Peki şimdi ne yapacağız?" dedi Ted yutkunarak.
" Birşey yapmalıyız. Onun ölmesine izin veremeyiz. "
Lily
" Maalesef. Kehanetler bizim kaderimizdir ve onlardan kaç-" Ted elini kaldırarak onu böldü.
" Lanet olası kehanetin ne dediği umurumda bile değil! Burada söz konusu benim kızımın hayatı!"
Andromeda daha da şiddetli ağlamaya başladı.
" Keşke Dumbledore şu anda burada olsaydı. " diye geçirdi içinden Remus. O ne yapması gerektiğini bilirdi. Son zamnlarda sıkça yaptığı gibi derin bir nefes verdi ve arkasında ki duvara yaslandı.Bir süre kimse konuşmadı. Andromeda'nın hıçkırıkları bile durmuş, ağladığında dair bir kanıt olarak gözlerinden sadece iri sular çıkıyordu. Ama sonra Ted için herşey belirginleşti.
" Başından beri biliyordu!"○●○●
Dora, Malfoy Malikanesi'ndeki odada hazırlanıyordu. Görev için burada kalmışlardı.
Eldivenlerine giyerken bir yandan da düşünüyordu;
" Dora, dur! Benim, Remus! Neden saldırıyorsun?"
Kimdi bu adam? Uzaktan çok tanıdık bir sesi vardı. Ama o kadar bulanıktı ki... Sanki bir bulut tarlası gibiydi. Yine onu çok iyi hissettiren bir sesti. Sanki yıllardır duyuyormuş gibi... nefes verdi ve o sırada odasının kapısı nazikçe çalındı.
" Girin?"
İçeriye siyah, saten cübbesiyle Narcissa girdi.
" Umarım rahatsız etmiyorumdur?"
" H-hayır, ama açıkçası seni beklemiyordum. Bir sorun mu var?"
" Hayır, sadece bir uğramak istedim. Can sıkıntısı işte ve... Ve Bella beni bazen anlamıyor, neyse. Nasılsın? Uzun zamandır ortalarda yoktun. "
" Evet, aslında başka bir yerdeydim. Başka bir sığınakta. " bunları neden anlattığını bilmiyordu ama içten içe Narcissa'ya güvenebileceğini düşünüyordu.
" Neden peki? Yani bildiğim kadarıyla eski yer bayağ korunaklıydı. "
" Doğrusunu söylemek gerekirse hatırlamıyorum. "
" Hatırlamıyor musun?"
" Evet, tuhaf geldiğini biliyorum ama sanki geçen yıl hiç yokmuş gibi. Her şeyi gayet net hatırlıyorum ama geçen yıl simsiyah bir çizgi beynimde. "
Narcissa duraksadı. Bu tanım bir yerden çok tanıdıktı. Ama nereden?
" Narcissa?" bu sesle hemen geri döndü. Ona merakla bakan yeğenine hafifçe gülümsedi.
" Lütfen bana Cissy, de. "
" Tamam... Cissy. İyi misin? Bir an duraksadın?"
" Ah, evet canım. Sadece anlattıklarının nedenini düşündüm. Neyse. Bu arada kolyen? O nerede?"
Dora gülerek ellerini bilmiyorum anlamında iki yana açtı. O sırada kapı tekrar çalındı ama bu sefer ki hiç de nazik değildi.
" Gir?" kapıdan içeriye Greyback gördü. Narcissa'yı görünce şaşırsa da birşey demedi.
" Görev vakti. Gel. " dedi sadece ve ardından çıkıp gitti. Narcissa kaşlarını çattı ancak birşey demedi.
" Her neyse. Görevin için bol şans. Sonra görüşürüz. " dedi ve odadan çıktı.
" Teşekkürler, görüşürüz. " dedi Dora arkasından.
Sonra da asasını alıp kendi çıktı.○●○●
Herkes konumlanmış, Moody'nin komutunu bekliyordu.
" Hazır mısın?" diye sordu Remus, arkasındaki ikizlerin tekine.
" Evet, yani sanırım. Bilemiyorum. Sen hazır mısın?"
Remus gülümsedi.
" Belki. "
Moody
" Bu kadar gevezelik yeter. Potter, sakın babanın yanından ayrılma. Üç deyince harekete geçeceğiz. 1, 2, 3!" tüm testraller ve süpürgeler hızla havalandı. Aynı şekilde ölüm yiyenler de harekete geçtiler.7 Harry ve koruyucuları ayrılmaya başladılar. Ölüm yiyenler de öyle...
Remus tüm dikkatiyle süpürgeyi sürerken arkayı kollayan George bağırdı.
" Remus, dikkat et! Biri arkamızda!" Remus'un başını çevirmesiyle karanlık gölgenin içinde parlayan yeşillerle karşılaşması bir oldu. İçinden lanet okudu. O kadar kişi varken neden oydu sanki. Ona zarar veremeyeceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden kararlı bir sesle
" Sıkı tutun, Harry! " dedi ve süpürgeyle zikzaklar çizmeye başladı.
George / Harry
" N-ne yapıyorsun?!" dedi hayretle.
" Sadece sıkı tutun!" dedi Remus. Nymphadora da en az George kadar şaşkındı. Neden ona ufak bir lanet atmaya bile tenezzül etmiyordu ki? Silkilendi. Bu adama hayran filan olmazdı. Şimdi değil. Asasını çıkarttı ve bunu hiç istememesine rağmen
" Avada Kedavra!" diye bağırdı. George
" Remus!"
Remus hemen süpürgeyi kırıp, lanetten kaçtı. George rahatlamış gibi nefes verdi. Dora da öyle. Ama yine de devam etti. Etrafta ölüm yiyenler olabilirdi.
" Reducto!"
George
" Ahh!" Remus hayretle başını geriye çevirdi. Aynı şekilde Nymphadora da. George acıyla kulağını tutuyordu. Ve bunu yapan Severus Snape'ten başkası değildi. Dora kaşlarını çattı. Remus
" Dayan, Harry!"
Dora'nın bulunduğu karaltı yavaş yavaş küçülüp, yok oldu. Artık onları sadece Snape takip ediyordu.
" Sersemlet!" diye bağırdı Remus. Snape'i tam göğsünden vurmuştu.
Artık George'la yalnızlardı. Anahtar için alçalmaya başladılar.Bölüm Sonu
Aşırı tırt bir bölüm oldu 😑😐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Kızı || Remadora
FanfictionBaşka bir paralellik... Muggle araştırmaları konusunda çalışmalar yapan Ted Tonks, hayatının hatasını yapar. Biricik ve tek kızı doğar doğmaz elinden alınıp götürülür. O, o saniyeden sonra Nymphadora Vulpecula Tonks değil, Nymphadora Selene Greyback...