23. Kısım: 2 Hafta

176 12 4
                                    

Normalde 2 hafta bölüm yazmayacak olan bendeniz ( haftaya sınav var dendiği an hayatımı sorgulamış ve cidden bu kitabı silmeyi düşünmüştüm. Çay içer misin, sorusuna bile belki diyordum - evet hepsi 2 günde oldu.) az önce öğretmen onaylı ertelemeyi öğrendi ve o gazla bir bölüm yazdı. ( ama yarın sabah yine neden fizik dersi öğrendiğimi ve öğretmenin bu kadar gıcık olduğunu sorgulayacağım. Son bir haftadır da önceden yazdığım bölümleri yayınlıyordum ) neyse. Allah biz öğrencilere sabır, bizi artık davar etmiş Ziya Selçuk'a stop desin ve bölüme geçelim 😌
Bu arada fikir için @animequinnharley e teşekkürler.

Uyandığında saat 9'du, Remus'un. Gülümsedi. Dora kesin salonda oturmuş, sıkıntıdan ofluyordu. Doğrulup yataktan çıktı ve elini yüzünü yıkayıp üzerini giydi. Sanırım kahvaltıyı nişanlısıyla yapsa daha iyi olacaktı. Asasını alıp cübbesini giydi ve gözlerini kapatıp Grimmuld Meydanı 12 Numara'yı düşündü. Tanıdık çekilme hissi bedenini ele geçirirken ayakları tekrar yere basınca eski Black ailesi yadigarı evin tam karşısındaydı. Sessizce kapıyı açtı ve loş holden geçti. Salona girince gördüğü manzarayla da hafifçe tebessüm etti; Dora, sırtı ona dönük bir şekilde oturmuş, tüm ciddiyetiyle kitap okuyordu. Hafif adımlarla ona yaklaştı ve kulağına doğru eğilip
" Günaydın, Bayan Tonks. Beni özlediniz mi?" dedi fısıltıyla karışık bir sesle. Sonra da kulağının kenarını öptü.
Dora'nın yüzüne zevk dolu bir gülümseyiş yayıldı. Kitabı bırakıp hafifçe arkasına döndü ve
" Günaydın, Kurtçuk. " dedi. Remus'un tebessümü gülümsemeye dönerken nişanlısının dudaklarını hafifçe öptü.
" Hanımefendi, kahvaltınız hazır. " birbirlerinden yavaşça ayrılıp geri çekildiler.
Dora
" Tamam, Kreacher. Bir servis daha koy. "
" Peki, efendim. " dedi Kreacher. Giderken yarım ağızla
" Pis kurtadam ve kan haininin kızı. " demeyi de ihmal etmedi.
Remus elini uzatıp Dora'ya kalkması için yardım etti ve ikisi beraber mutfağa geçtiler.

Dora
" Ee? Dışarda hayat nasıl?" onun bunu soruşunda ki anlamı anlayan Remus
" Dora, bunu konuşmuştuk. " dedi. Dora dudak büktü.
" Ne yapayım, çok sıkılıyorum. " Remus elini Dora'nın masanın üstündeki elinin üzerine koyup
" Biliyorum birtanem ama herşey senin iyi-" dedi ama lafı Dora tarafından bölündü. Dora elini çekip
" Biliyorum biliyorum, iyiliğim için. " dedi hayal kırıklığına uğramış bir sesle.
" Evet, aynen öyle. "
Dora iç çekip geriye yaslandı.
" Aynı şeyleri duymaktan sıkıldım, Remus. Ben kendi başımın çaresine bakabilirim. "
" Biliyorum ama-"
" O zaman neden dışarıya bakmama bile izin vermiyorsunuz? 1 aydır camdan bile bakamadım.  "
Remus derin bir nefes aldı.
" Dora, farkında mısın bilmiyorum ama bir ay önce Greyback seni bir iksirle kontrol ediyordu. Bi nevi bir kuklaydın. Şimdi şikayet etmen-"
Dora birden sandalyesinden ayağa kalktı.
" Şikayet ettiğim filan yok benim! "
Remus da ayağa kalktı.
" Sürekli mızmızlık yapman, halinden yakınman? Küçük bir çocuk gibisin!"
" Bağırma bana!"
" Bağırdığım filan yok! Asıl sen bağırma!"
" Sürekli negatifsin! Hiç resmi tümüyle incelemiyorsun!"
" Sen de hayal evreninde yaşıyorsun! Artık gözünü aç ve gerçekleri gör! Hayat ciklet pembesi değil!"
" Bunu bana mı söylüyorsun? Hatırlatırım benim senden önce de bir hayatım vardı!"
" Doğru, Greyback'in sadık hizmetkarı değil mi? Harika!" dedi Remus alaycı alaycı.
" Benimle böyle konuşmazsın!"
" Kiminle nasıl konuşacağım seni ilgilendirmez. Sen benim birşeyim değilsin!" Remus bu sözleri tabiki de bilinçli söylememişti. Zaten söylediği anda pişman olmuştu. Dora'nın gözleri doldu. Hızla arkasını dönüp koşar adım merdivenleri çıktı.
Remus arkasından
" Dora! Özür dilerim öyle demek istemedim. " diye seslendi ama nafile. Laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Elini saçının içine sokup sıkıntıyla nefes verdi ve bir sandalyeye tekme atıp küfür etti.

Dora ise hızla odasına çıkıp asasıyla odayı kilitledi. Kapıya yaslanırken Remus'un sözleri kulaklarında yankılanıyordu. Gözyaşları kendi kendine akarken yavaşça aşağıya doğru kaydı ve dizlerini karnına çekti.  Ne demek onun hiç birşeyi değildi? Hıçkırıklar boğazında düğümlenirken göğsüne saplanan sancıyla kelimenin tam anlamıyla nefesi kesildi. Zar zor ayağa kalkıp sendeleyerek komidiyi açtı. Acı her geçen gün arttığından Lily biraz acı dindirici iksir bırakmıştı. Şişenin dibinde kalan birkaç damlalık iksiri kafasına dikti ve bulunduğu yere çöktü. Gittikçe kötüleşiyordu...

Bölüm Sonu

Her ilişki mükemmel olmaz değil mi, efem?
Evet, sizce neler olucak ya da kim haklı?
Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. Saygılar 😘💞💖

Ay'ın Kızı || Remadora Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin