3. Kısım: Dora

269 13 17
                                    

Medya Dora'nın saçları.

Yeraltı dünyası, adı üstünde yer altına kurulu olan bir yerdi. Toprak altında bölme bölme mağaralardan odalar yapılmıştı. Cidden çok büyüktü. Bazıları Londra'yı kapladığını bile söylerdi.
Bazı odalar kiler, bazıları banyo, tuvalet, uyduruk mutfak ve geri kalanlar da yatak odalarıydı. İki kişi hariç diğer herkes uyduruk ot yataklarda, 6'lı olarak bir odayı paylaşmak zorundaydı. Ayrıcalıklı olanlar tabiki de Greyback ve onun biricik kızı, yeraltı dünyasının prensesiydi. Onlar diğerlerine göre kesinlikle daha lüks bir yaşama sahipti. Özellikle de Dora. Odasında büyük, rahat bir yatak, komidi, gardırop, yumuşak bir kilim, şömine, koltuk ve kitaplık bulunuyordu. Bir de kendine ait bir duş ve tuvalet. Ayrıca sürünün en yaşlı ve bilge kurtadamı Romulus Franklin'in önerisiyle oda aynı zamanda havadar ve güneş alıyordu. Dora ve Romulus arasında daha kızın bebekliğinden beri sarsılmaz bir bağ vardı. Üç çocuğunu tek başına büyütüp, birinci Büyücülük Savaşında kaybeden yaşlı adamın bebek bakma konusunda bayağ bir tecrübesi vardı. Ayrıca aklı başında, şefkatli ve sadık oluşu küçük kızın ona bağlanması için yeter de artardı bile.

Dora Hogwrats'ta gitmemişti. İlk üç yıl Dumstergam'da temel eğitimini almış, sonra da karanlık sanat eğitimi başlamıştı. Buna rağmen genç kadın kitaplara olan ilgisi sayesinde pek de birşeyden mahrum değildi. Arkadaşlar dışında... Babası arkadaş edinmesine asla izin vermezdi. Tek arkadaşı yaşlı Romulus ve birkaç şaklaban kurtadamdı. Başka yoktu. Hiç bir zaman çocuklarla iletişim kurmasına izin verilmemişti. Okuldayken bile.

○●○●

Siyah pelerini arkasında uçuşurken genç kadın kayalarla kapalı bir mağaranın ağzına geldi.
" Revelio!" yeşil bir ışık parladı. Etrafta onun dışında kimse yoktu. Asasını geri yerine koyup bir eliyle kolyesini avuçladı. Diğer elini de kayaların üzerinde dolaştırdı. Kayalar kenara doğru kayarken son bir kez kontol etti ve ardından içeriye girdi. O içeriye girerken kayalar da geri yerlerine kaydı.
Meşalelerle aydınlanan yol boyunca yürümeye başladı. Ahşap kapılı odacıklardan sesler geliyordu. Birileri anlaşılan yine içkiyi fazla kaçırmıştı. Göz devirip devam etti. En son kendi odasına gelince asa yardımıyla kilidi açtı. Odasını her zaman kilitlerdi. İçerden tekrar kilitledi ve üzerindeki giysilerden kurtulup duşa girdi. Yine de kolyeyi çıkartmadı. Duştan sonra dolabını açıp az öncekine benzer bir cübbe giydi. Dolabı siyah ve kahve tonlarıyla bezeliydi. Babası başka renklere müsade etmezdi. Yine de Dora bazen saçlarının rengini pembe filan yapamaya bayılırdı. Tabi sadece yalnız ya da Romulus'la olduğu zamanlarda. Saçını fırçalayıp geri attığı sırada kapısı çalındı.
" Gir?"
Arkasına dönünce babasının sağ kolu Gregori ile karşılaştı.
" Patron yemeğe çağırıyor. "
" Tamam, çıkabilirsin. "
Gregori gittikten sonra üstünü başını düzeltti ve sadece en gözde kurtadamların yiyebildiği yemek odasına geçti. Diğerleri çoktan başlamıştı. Tabiki de elleriyle yiyorlardı. Dora bundan iğrnese de birşey demedi.
" İyi akşamlar. " deyip kendi yeri olan masanın diğer ucuna oturdu ve yemeye başladı. Küçüklükten beri ona hep az yediğini söylerlerdi. Hâlâ öğrenememişlerdi metebolizma farkını. Yine öyle oldu. Dora
" Afiyet olsun. " deyip kalkacakken Greyback
" Şuncacık şeyle nasıl doyuyorsun? " dedi.
Dora
" Bilmem. Oluyor işte. "
" Bu gidişle hasta olma da."
" Merak etme, olmam. Hem olsam bile artık kendi kendime bakacak yaşa geldim. "
" Orası öyle. Bu arada dosya?"
Dora
" Aldım. Bayağ sıkı korunuyormuş ama."
Greyback pis pis gülümsedi
" Öyledir. " tüm kurtadamlar resmen uluyarak gülmeye başladılar.
Dora birşey demeden odasına gitti. Asasıyla meşaleleri yakıp bir kitap okumaya başladı. Ama dikkatini kitaba veremiyordu. Onun yerine Bakanlıktaki kurtadamı düşünüyordu. Asansöre girer gitmez onun kurtadam olduğunu anlamıştı. Ama sorun bu kurtadam kimdi? İlk defa böyle düzgün bir tane görüyordu ve bayağ ilginçti. Anlaşılan yabancıydı. Refleks olarak elini kolyesine götürdü. Ve onun ucuyla oynamaya başladı. O sırada kapısı tekrar çalındı.
" Gir!" bu sefer gelen Romulus'tu. Kız gülümseyerek ayağa kalktı.
" Romulus! Ben senin dinlendiğini sanıyordum?"
Romulus
" Eh, uyuyamadım ve ayrıca seni bir yoklayayım dedim. Nasılsın?"
Dora omuz silkti.
" İyi. Her zamanki gibi işte. Otursana. "
İhtiyar adam oturdu. Son 22 yılda kesinlikle çok yaşlanmıştı. Nymphadora'ya hep bu konuda
" Beni sen yaşlandırdın." diye takılırdı.
Biraz görevlerden, geçen geceki dolunaydan filan konuştular. Sonra da Gelecek Postasının yazdığı haberlerden. Dora bir ara Romulus'a Bakanlık'ta karşılaştığı kurtadamdan bahsetmeyi düşündü ama sonra vazgeçti. Hem ona neydi ki? Biraz daha konuştular. Sonra Romulus yatmaya gitti ve Dora tekrar kendi düşünceleriyle baş başa kaldı. Derin bir iç çekerek üzerini değiştirdi ve yattı.

Bölüm Sonu

Ay'ın Kızı || Remadora Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin