29.BÖLÜM - ANNE

80 9 3
                                    

Miray

Kapının hızlı bir şekilde açılmasıyla yataktan sıçrayarak uyandım. "Ne oluyor ya?" Gözlerimi açtığıma kapıda Nazlı gömleğinin düğmelerini ilikliyordu.

"Kalk Miray kalk. Geç kaldık." Komodinin üzerindeki telefonuma uzandım. Saat 11.00 idi ve bizim dersimiz 09.30 da başlayıp 17.00 da bitiyordu. " İyi de biz bu kadar uykuya dalacak ne yaptık?"

Nazlı bilmiyorum der gibi omuzlarını silkti. "Neyse hadi kalk giyin de çıkalım. İlk dersimizi kaçırdık zaten." "Tamam tamam. Hazırlanıyorum hemen." deyip yataktan kalktım. Nazlı da merdivene yönelerek "Bende sandviç hazırlıyorum bize. Yolda da meyve suyu alırız."

"Tamam." diyerek onayladım ve rutin işlerimi halletmek için banyoya ilerledim.

Banyodan çıkıp yine rotamı odama çevirdim. Evden hızlı bir şekilde çıkmamız gerektiği için dolaptan elime gelen ilk şeyleri alıp yatağın üstüne bıraktım.

Saçlarımı da at kuyruğu yapıp aşağı indim. "Ooo Miray Hanım siz bu kadar çabuk hazırlanır mıydınız?" Gözlerimi devirip Nazlı'ya cevap verdim. "Geç kaldık herhalde Nazlı."

"He geç kalmasan bu kadar hazırlanmayacaksın demek ki?" Gülümseyip "Ayıp ediyorsun." dedim. "Hadi hadi sandviçler hazır, çıkalım hemen." İkimizde arabalarımızın anahtarını alıp; Nazlı garaja ben de dışarı çıktım.

Ben arabaya binecekken Nazlı arabası ile benim yanımda durup camı indirdi. " Ben köşedeki markete gidiyorum. Sende gelirsin, meyve suyu alacağım." Başımla onaylayıp arabama bindim. Nazlı'nın dediği gibi köşedeki markete gittim ve beklemeye başladım. Tam Rüzgar'a mesaj atacakken camı biri tıklattı. Kafamı kaldırıp cama baktım. Nazlı idi.

Camı açıp elindeki meyve suyunu ve sandviçini alıp tebessüm ettim. İkimizde aynı anda arabaları çalıştırıp ilerlemeye başladık. Aklıma Mert'in bu saate kadar bizi aramadığı gelince merak ettim. "Okula gidince ararım." diyerek telefonumu yan koltuğa bıraktım.

20 dakika sonra okula gelip arabaları park ettik. "Mert nerelerde ya, gözükmüyor ortalıklarda, aramamışta." Telefonumu elime alıp "Ben arıyorum." diyerek rehbere girdim. "Açmıyor." "Derstedir o zaman. Hadi gel bizde gidelim." Başımla onaylayıp Nazlı'nın yanına gittim.

Saatler Sonra

Sınıf kapısından çıkacakken telefonumun titrediğini gördüm. Arayan kişi Nazlı idi.

"Efendim Nazlı."

"Kuzum neredesin?"

"Sınıftan şimdi çıktım, sen?"

"Otoparka ilerliyorum bende."

"Tamam geliyorum bende birazdan."

"Tamam canım."

Hızlı adımlarla otoparka ilerledim. Mert ne mesaj atmış ne de aramıştı. Bir şey olmuştu ama ne? 'En iyisi bir de Nazlı'ya sorayım.' içimden söylenirken adımlarımı daha da hızlandırdım. Ta ki sınıftan Samet beni durdurana kadar.

"Miray?"

Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. "Efendim?" Bir kaç adımla yanıma gelip bana doğru döndü. "Kusura bakma seni de meşgul ediyorum a-" Cümlesini yarıda kesmek zorundaydım çünkü Samet konuşmaya başlayınca susmayan biriydi.

"Samet otoparka gidiyordum, istiyorsan sende benimle gel çünkü Nazlı beni bekliyor da." Kaşlarını kaldırıp cevap verdi. "Anladım, ben seni tutmayayım o zaman." "Önemli değil Samet. Ama dediğim gibi benimle otoparka doğru gelebilirsin." Başıyla beni onayladıktan sonra ilerlemeye başladık.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin