13.BÖLÜM - FRANSA

147 13 34
                                    


Nazlı

Utançtan yerin dibine girmiştim.

Bir erkek bana iltifat etmeyeli çok uzun zaman olmuştu.

Demir bana çok güzelsin deyince teşekkür edip masayı toplamaya başlamıştım.

Ve daha sonra sabah girdiğim odaya gidip üzerimi değiştirmiştim.

Üzerime v yaka gri bir atlet, altıma beyaz dizleri yırtık bir pantolon giymiştim.

Masayı topladıktan ve üzerimi değiştirdikten sonra birer kahve yapmıştım ve bahçeye geçmiştik.

Şuan karşılıklı oturuyorduk.

Uzun bir süre sessiz kaldık.

"Nazlı?"

Demir'in seslenmesiyle ona baktım.

"Teşekkür ederim."

Gözlerime bakarak teşekkür etmişti. İçtenliğini hissetmiştim.

"Kahve için mi? Önemli değil afiyet olsun."

Tebessüm etti.

"Buraya geldiğin için."

Bende tebessüm ettim.

"Demir, aslında bende sana bir özür borçluyum."

Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Elimdeki kahve bardağını daha sıkı tuttum, güç almak için.

"Neden böyle düşünüyorsun?

Dikkatlice yüzünü inceledim. Her mimiğini görmeliydim.

"Sana git dememeliydim. Yani biraz kaba bir davra-"

"Su ister misin? Su alacağım." dedi ve yerinden kalktı.

Cümlemi bitirememiştim. Bu konunun açılmasını neden istemiyordu?

Çok bozulmuştum. Böyle bir tepki beklemiyordum.

"Hayır, teşekkürler." dedim ve telefonumu elime aldım.

Miraydan bir mesaj vardı.

Kimden: Mirayım

"Nazlım aklım sende kaldı, keşke gitmeseydin. Bu Rüzgar manyağı da sabah erkenden buraya geldi, Mert'le gittiler. Hala Mert'i ikna etmeye çalışıyor.

Seni oraya gönderdiği için içi çok rahatmış öyle diyor. Lütfen bak akşam ki uçakla dönün. Mutlaka Demir'i ikna et. Seviyorum seni."

Miray'la mesajlaşacağımız konusunda anlaşmıştık. Endişelendiğini biliyordum.

Bende mesaj attım hemen.

Kime: Mirayım

"Beni merak etme sen. Mert'e sahip çık gece çok sinirliydi aniden bir şey yapmasın. Demir şuan ikna olacak gibi durmuyor, uğraşıyorum. Bende seni seviyorum."

Yazıp yolladım.

"Neden kaşlarını çatıyorsun?"

Demir'in geldiğini bile fark etmemiştim.

"Sanane, sen benim sorduğum sorulara cevap veriyor musun ki ben vereyim." Dedim ve oturduğum yerden kalktım.

Demir mutfaktan geldiği için henüz oturmamıştı, ayaktaydı.

Onun önünden geçecekken, kolumdan tutup durdurdu beni.

Ne olduğunu anlamamıştım bile.

Bedenimi tek eliyle kendine çevirdi.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin