5.BÖLÜM - DAVETSİZ

295 15 28
                                    


Miray

Hızlıca eve koşup salona baktım. Mert'in ve Nazlı'nın uyuduğunu görünce derin bir nefes alıp sessiz bir şekilde oradan uzaklaştım.

Aklım başıma gelince Rüzgar'ı bahçeden tek başına bıraktığımı anlayınca hızlı adımlarla bahçeye çıktım.

Etrafıma baktığımda Rüzgar'ın burada olmadığını anlayıp, yine hızlı bir şekilde üst kattaiki odama çıktım, üstümü değiştirecek gücüm olmadığından kendimi öyleyece yatağa atıverdim.

...

Gözlerimi güneşin gözüme vurmasıyla açtım. saate baktığımda 10.00 olduğunu gördüm. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim ve aşağı indim.

Etrafta kimseyi bulamayınca ocağa çay suyu koyup bahçeye çıktım. Masanın üstünü boşaltıp tekrar mutfağa yöneldim.

Buzdolabını açtığımda dolapta kahvaltılığa dair hiçbir şey yoktu, ben sadece alışverişi dün akşam yemeği için yapmıştım.

Odama sessiz bir şekilde çıkıp dolabın kapağını açtım ve bugün hava biraz serin olduğundan alt üst takım olan adidas sweatshirt ve eşofmanımı altına da beyaz ayakkabımı giyip çıktım evden.

Çıkmadan önce mutfağa gidip ocaktaki suyun altını iyice kıstım.

Kısa bir süre içinde markete ulaştım. Manav reyonundan domates, salatalık, 1 demet maydonoz alıp içeri geçtim.

İçeriden ise; beyaz peynir, siyah ve yeşil zeytin, kaşar peynir, salam, yumurta, sucuk tarzı şeyler alıp kasa geçtim.

Parasını ödeyip hemen evin yolunu tuttum.

Eve geldiğimde hala Mert ve Nazlı uyuyordu.

Hemen mutfağa girip ellerimi yıkadım. Çayın altının kaynadığını görünce ilk işim çayı demlemek oldu.

Dolapdan tabakları alıp bahçeye çıktım ve güzelce tabakları masaya dizdim.

Aldığım domates ve salatalıkların kabuklarını soyup tabağa güzelce koydum. Maydonozuda temizleyip onuda yıkadıktan sonra küçük bir tabağa koyup üçünü de masaya koydum.

Sıra diğer ürünlere geldiğinde ise kahvaltlık kase bulmak için çekmeceleri kurcalamaya başladım.

"Nerede bu kasaler?" kendi kendime söylenmeyi de ihmal etmemiştim. En sonunda buzdolabının sol tarafındaki dolabın en alt kısmında buldum ve yüzümde salakça bir gülümse oluştu.

Kahvaltılıkları güzelce kaselere koyup tekrar balkondaki masaya yöneldim. Marketten aldığım meyve suyunu bozdolabından çıkartıp sürahi gibi bir camın içine koydum.

Bardak bölümünden üç adet çay bardağı çıkartıp, meyve suyuyla birlikte tepsinin içine koydum ve onları da masaya götürdüm.

Çayı kontrol edip demlendiğini gördüm ve hemen poşetten yumarta ve sucukları çıkarttım.

Sucukları doğrarken merdivenden ayak sesleri duydum. Büyük bir ihtimalle Nazlı uyanmıştı. Çünkü ikimizin odası da üst kattaydı.

Mutfağa girip şaşkın bir şekilde konuşmaya başladı. 

"Mirayyyyy?" bu haline gülmemek mümkün değildi. Bir yandan da başını kaşıyordu.

Çok geçmeden Nazlı'ya cevap verdim. "Efendim canım."

Onun arkasından Mert'in odasının kapısı açıldı ve o da mutfağa damladı.

 "Hanımlar, hayırdır sabah sabah siz ikiniz mutfakta?"

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin