32.BÖLÜM - KAZA (YARIFİNAL)

123 4 0
                                    

"Demir?"

Arabadan hızlı bir şekilde indim. Demir şaşkın bir ifade ile bana bakıyordu. "Miray? Sen iyi misin ne oldu?" Bu soru daha çok sinirlenmeme sebep oldu. "Bir de soruyor musun Demir? Nazlı da ben de iyi değiliz anlayın şunu. Herkes aynı soruyu sormaktan vaz geçsin. Allah kahretsin."

Demir bana doğru bir kaç adım atıp "Şşş sakin ol. Bak her şey düzelecek. Ama sadece biraz zamana ihtiyacımız var. Hepimizin..." Zaman? Onlar için bunları söylemek kolaydı tabii bizi düşünen yok nasıl olsa. "Demir sen ne zamanından bahsediyorsun ya. Ne zamanı. Benim için o zaman bitti." Araba sesi geldiğinde arkama baktığımda gelenin Nazlı olduğunu gördüm. Sonra Demir'e dönüp konuşmaya devam ettim. "Ama belki Nazlı benden farklı düşünüyordur. Bir de ona sor istersen, o zamanı sana veriyor mu?" Cümlemi bitirir bitirmez Nazlı yanıma gelmişti. "Miray, iyi misin kuzum?" Başımı evet anlamında salladıktan sonra Demir'e döndü.

"Senin ne işin var burada?" Demir, Nazlı'ya şok içinde bakıyordu. Tam adım atacakken Nazlı'nın sözleri ile durmak zorunda kaldı. "Sakın yaklaşma..." Demir derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Nazlı'm yapma lütfen. Beni kendinden mahrum etme." Nazlı Demir'i tehdit edercesine parmağını kaldırdı. "Kes sesini Demir. Hem sen hangi yüzle buraya geliyorsun ki? Seni ben çağırmadım, Miray da çağırmamıştır. Söylesene Demir ne için geldin?" Demir'in soruya cevap vermesi için ikimiz de pür dikkat Demir'e bakıyorduk. Nazlı bu durumdan çok sıkılmış olacak ki bana dönüp "Hadi Miray gidelim." dedikten sonra arabalara doğru ilerledik. Demir' e bakıp arabanı çeker misin gideceğiz." dedikten sonra arabaya bindim. Demir arabayı kenara çekmiş tekrar inmişti. Demir ben gittikten sonra Nazlı'nın önünü keser diye kornaya basıp ilk önce Nazlı'nın gitmesi için işaret verdim. Nazlı gittikten sonra bende arabayı çalıştırıp Nazlı'nın arkasından gitmeye başladım. Oradan iyice uzaklaşınca Nazlı'yı aradım ve gaza basarak onu geçtim.

"Yavaş sür Miray, kaza yapacaksın."

"Bir şey olmaz Nazlı merak etme. Sen şimdi beni boş ver de, bu niye gelmiş?"

"Ne bileyim ben niye gelmiş. Sorduğum sorulara cevap da veremedi zaten görmedin mi?"

"Veremez ki."

"Aynen öyle. Bırak nasıl geldiyse öyle geri gitsin."

"Zamana ihtiyaçları varmış öyle dedi."

"Ne zamanından bahsediyor ya. Kendine gelsin o bence. Zamanmış. Yok onlara zaman falan."

"Öyle diyoruz da Nazlı... sen Demir'i , ben..."

"Ben ne, Miray?"

"Anlamamazlıktan gelme. İkimiz de köpek gibi özledik farkındasın."

"Farkındayım ama onlara o zamanı vermeyeceğiz. Onlar bunu hak etti Miray."

"Hem de çok. Neyse kapatıyorum ben. Görüşüne kadar kendine dikkat et seviliyorsun."

"Sende seviliyorsun bebeğim. Anneannenin evine gidiyorsun de mi?"

"Başka gidecek yerim mi var?"

"Var tabii. B-"

"Sizin eve gelsem Murat amca söylemeyecek mi? İlla ki söyleyecek. Hem merak etme bir kaç gün kafamı dinleyeyim, geri dönerim zaten."

"Tamam canım dikkat et kendine."

"Sende." diyerek telefonu kapattım. Çok uzun değil en fazla 1 saatlik yolum vardı. O da trafiğe bağlıydı. O sıra da radyoyu açıp ilerlemeye devam ettim.

"Que no volveré, que no volverás (Geri dönmeyeceğim, geri dönmeyeceksin)

Que después de un sol, no te veré más (Güneşten sonra, seni daha görmeyeceğim)

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin