Tam cevap vereceğim sırada duyduğum sesle olduğum yerde kalakaldım.
*******
Nazlı'ya bir şey olduğu korkusuyla bir hışım oturduğum yerden kalktım ve hızlı bir şekilde eve koştum.
Ben eve girince Mert ile aynı anda salona girdik ve Nazlı'nın kaldığı odaya koştuk.
Kapının açık olduğunu görünce Mert hızlı bir şekilde üst kata çıkarken ben de alt kattaki odalara bakmaya başladım.
"Nazlı!?" onu mutfakta ağlarken bulmuştum.
"Ne oldu yine kuzum sana? Neden ağlıyorsun sen?" derken bir anda Nazlı bana sarıldı.
"Geçti kuzum, her şey geçti. Düzelecek, merak etme. Bak biz senin yanındayız." kafasını kaldırıp yüzüme baktı ve;
"Gerçekten yanımdasınız değil mi? Bırakmayacaksınız beni değil mi?"
"Saçmalama Nazlı. Seni hiç bırakır mıyız biz." kafamı sallayarak Mert'e hak verdim ve devam ettim.
"Mert haklı, Nazlı. Biz seni neden bırakalım ki. Sakın bir daha böyle şeyler söyleme. Kızıyorum ama hee."
Son cümleme ufakta olsa yüzünde bir tebessüm oluştu. "Hem hadi kalkın bakayım. Herkes yatağına. Daha fazla ağlamak üzülmek yok."
Bu cümlemi duyunca ikisi de hızlı bir şekilde yerden kalkarak odalarına gittiler. Bende mutfakta kırılan bardak camlarını toplayıp odama çıktım.
Nazlı
Odama çıktığımda yine kendimi yatağa atıp, yüzümü tavana çevirdim. Yine o eski günler aklıma gelince gözlerimdeki yaşlar birer birer aktı.
Kaç saattir ağladığımı bilmiyorum ama gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. Bende en sonunda kendimi karanlığa teslim edip gözlerimi kapattım.
Sabah gözlerimi açtığım da yanımda Mert ve Miray vardı. Bunlar ne ara buraya gelmişlerdi.
Yataktan kalkmaya çalışırken Mert'in bana seslenmesiyle arkama dönüp ona baktım.
"Nereye Nazlım?"
"Lavaboya gideceğim Mert. Sen uyumaya devam et."
Tamam dercesine kafasını salladı, bende lavaboya gittim.
Rutin işlerimi halledip odaya gittiğimde Miray yatakta yoktu. Aşağıya indiğimde mutfaktan sesler geliyordu.
Kapının eşiğinde durup ellerimi bağdaş yaptım ve Miray'a bakmaya başladım.
Buzdolabında bir şeyler aradığı kesindi. "Ne arıyorsun kardeşim?"
Sesimi duymasıyla arkasına bakarak konuştu. "Kahvaltıya ne hazırlasam diye düşünüyordum."
"Dur çekil ben bakarım." deyince yüzünde tebessüm oluştu. "Peki Nazlım." derken yüzüme baktı.
"Merak etme Miray, iyiyim ben. Hadi sen git masanın üzerini boşalt da tabakları yerleştir."
"Tamam kuzum." diyerek mutfaktan çıkıp bahçeye gitti.
Bende o sıra da buzdolabından kahvaltılıkları çıkartıp kahvaltıda yemek için sosis ve yumurta çıkardım.
Miray mutfağa girip dolaptan tabakları alırken içeri Mert girdi.
"Günaydın hanımlar."
"Günaydın Mertcim." Miray ile aynı anda söylemiştik bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
Roman d'amourSevmek. Tek bir kelime insanın hayatını değiştirir mi? Onların değiştirdi. Korkmadan sevdiler. Biri sevmeyi öğrendi, diğeri sevmeyi öğretti. Bazen korktular bazen acının üzerine koştular ama asla vazgeçmediler... ...