9.BÖLÜM - KORKU

187 14 13
                                    

Nazlı

O gece Onur'u görünce geçmişi hatırlayıp o günden beri uyuyamamadım. Ve neredeyse üzerinden iki gün geçmişti.

Şarkının sonlarına doğru kendimden geçmeye başlamıştım.

Yavaş yavaş kendimi karanlığa teslim ederek gözlerimi kapattım.

******

Gözlerimi güneş ışığıyla birlikte açtım.

Sabah olmuştu. İyi de biz ne zaman eve gelmiştik? Allah kahretsin.

Bugün okul vardı ve ben geç kalmıştım. Ama pek fazla da takmadım. Çünkü okula gidecek gücüm yoktu.

Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim, rutin işlerimi halledip merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

Mutfaktan müzik sesi geliyordu. Şarkı yine bana eski geçmişimi hatırlattı.

"Hani verdiğin sözler?

Hani ellerin nerde?

Hani huzur bulduğum

Deniz gözlerin nerde?

Hani sen hep benimdin?

Şimdi nerdesin nerde?"

"Onun yanında!"

"Kim onun yanında?" Miray'ın sorusuyla kendime geldim.

"Ne dedin Miray?"

"Dedim ki 'Kim onun yanında'."

Ben sesli mi düşünmüştüm?

"Onur... O kızın yanında."

"Boşver Nazlı. Sen daha iyise layıksın." derken ne demek istediğini anlamıştım.

"O aklındaki kişiyi aklından çıkar. O kişi olmaz."

"Neden Nazlı? İkinizinde birbirinize bakışlarınızı gördüm."

"Demir dedi."

"Demir sana ne dedi?"

" 'Şu kısa sürede sen bana ne gözle bakıyorsun bilemem ama ben sana senin bana baktığın gözle bakmıyorum Nazlı. Bakamam. Şunu bil ki ben sevilecek bir adam değilim.

Kendimi kapatalı çok uzun zaman oldu.' dedi."

"Ney ney ney. Sana böyle mi söyledi." Evet anlamında kafamı salladım.

"Saçmalık bu. Ben onun varya..."

"Boşver Miray. Demir haklı. Bizden olmaz." O sıra da kapı çaldı.

"Ben bakarım." diyerek mutfaktan çıktım. Zaten Miray kahvaltı işinin bir çoğunu halletmişti.

"Ooo güzellik uyanabilmişsin."

"Günaydın Mert." diyerek gülümsedim. O da yanağıma küçük bir buse kondurarak geri çekildi.

"Kim gelmiş Nazlı?"

"Ben geldim tatlım."

"Hoşgeldin. Kaynanan seviyormuş. Hadi bakalım masaya kahvaltı hazır."

"Benim kaynanam mı var?" diyince üçümüzde gülmüştük. Ben masaya doğru ilerlerken Miray çayları dolduruyordu. Mert de ellerini yıkayıp masadaki yerini aldı.

Önümüzdeki tabaklara kahvaltılık doldururken aklıma gelen soruyla Mert ve Miray'a döndüm.

"Dün eve geldiğimizde saat kaçtı?"

"16.30. Neden sordun?"

"Ben hiç uyanmadım mı?"

"Hayır tatlım uyanmadın. Kaç defa seslendik. Miray seni dürttü bile, ama uyanmadın. Bende seni kucağıma alıp odana götürdüm."

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin