Bölüm şiddet, psikolojik öğeler, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar içeriyor. Bir önceki bölüm sonunun devamı niteliğinde okuyun. Oy ve bol yorum bekliyorum, keyifli okumalar ❤
Bir şeyler var kafasında! Hiç değişmeyen, sürekli acı veren bir şeyler...
Suç ve Ceza, 189• • •
Benden dondurma istediği için dışarı çıkmış, şimdi de elimde bir poşetle depodan içeri giriyordum. Ancak uçarcasına indiğim merdivenleri bitirdikten sonra tanık olduğum görüntü neredeyse küçük dilimi yutturmuştu.
Taehyung kafesin içinde yarı çıplak halde oturmuş, daha on dakika önce üzerinde olan şortunu ise bir kenara atmıştı. Nemli gözlerle bana bakarken, al al olmuş şehveti benden bir şeyler umduğunu belli ediyor ve itaatkâr ruhu beni sahip olduğu bedene davet ediyordu.
Dudaklarımı şaşkınlıkla araladım, tek kelime edemeden geri kapattım. Esmer teni üzerinde hiçbir çekince hissetmeden gezinen bakışlarımın farkında olarak hoşnut bir ifade takınmıştı.
"Her şeyi benim için yaptın. Kimse beni senin sevdiğin gibi sevmedi. Bana her şeyini verdin," derken kelimeleri yavaşça ve yumuşak bir tonda bırakmıştı. "Gel buraya, ben de senin için bunu yapayım," dediği an adımlarım onun etkisine boyun eğerek itaat etmişti. "Artık seni anlıyorum. Korkmuştum. Bir şey yapabilirdim... o kutuyu bulduğumda aptalca bir şey yapabilirdim. Ama bu bana... bu bana düşünme fırsatı verdi."
"Seni incittim. Korkuttum." Ona üstten bakarken ağzımdan çıkan kelimeleri aralarında çokça düşünerek sarf ediyordum. "Benden nefret edersen anlarım."
"Aslına bakarsan seni seviyorum," dedi, gülümseyerek. "Eskisinden daha çok." Kalbim umutla açılıp saçıldı çünkü bizim için hâlâ umut var. "Sen hazır olana kadar beklerim. Burası o kadar da kötü değil," dedikten sonra elimdeki poşete baktı. Gözlerini tekrar bana kaldırdı, masum ve sevecen bir bakış attı. Bana böyle bakarken düzgün düşünemiyordum, aklıma dolan kirli düşünceler zihnimi bulandırmıştı. "Benimle ilgileniyorsun. Daha önce kimse senin gibi ilgilenmemişti."
Gözlerim tıpkı onun gözleri gibi nemlenirken darma duman olmuştum ve sanki eriyormuş gibi yavaşça dizlerim üzerine çöktüm. "Tek yapmak istediğim buydu."
Dizlerinin üzerinde öldürücü bir hareketle iki adım atarak bana yaklaştı. "Seninle olmayı sensiz olmaya yeğlerim."
"Taehyung," diye fısıldadım, hem şaşkınlık hem de mutluluk içinde. Bu bizim için bir mucizeydi.
Başını yana eğip omzuna yasladıktan sonra dudaklarını ıslattı. "İçeride olsan tam da müziğin yükseldiği ve öpüşmeye başladığımız bir an olurdu." Daha sonra başını hüzünle önüne düşürdü ve alt dudağını müthiş bir tatlılıkla sarkıttı. "Ama biliyorum. Henüz bana yeterince güvenmiyorsun."
Onun her hareketini hayranlıkla izlerken göz teması kurup kaçırarak benimle oyun oynuyordu. Parmaklarının ucuyla tuttuğu kolyesinin ucunu çekiştirerek dudaklarını öldürücü bir yavaşlıkla ıslattı. Bu süre içinde benimle hiç durmadan, tekrar tekrar flört etti. Hangi hareketlerinin beni nasıl etkileyeceğini çok iyi bilerek hiçbir geri adım atmadan kartlarını açık atıyordu. Tüylerim çoktan diken diken olmuş, içimdeki zevk kıpırtısı depreşmişti.
Düşünme yetimi kaybetmek üzereydim -ki kaybettim bile, elimi hemen cebime atıp anahtarı çıkarttım. Bir saniye bile düşünmeden kilide soktum ve kiliti çevirip kapıyı açtım. Anahtarı tekrar cebime koyup içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sugar Burn | Taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Küçük bir kitapçıda çalışan Seokjin, dükkânına gelen Taehyung'a aşık olur ve onu saplantı haline getirir. "Aşk için ne kadar ileri gidebilirsin?" *You dizisi uyarlamasıdır*