Sugar Burn | Taejin

2| iz süren ve av

Aşk üzerine yazılan süslü sözlerin ikametgâhı milyonlarca makale, kitap, film ve değersiz şarkı yığını var. Bazıları aşkı bir sanat olarak ele alırken, bazıları sadece rastlantılar sonucu tadılan tatlı bir karmaşa olarak düşünüyor. Bazıları da kalbindeki açlığı gidermek için bir araç olarak görüyor. İnsanların aşkı sürekli anarak basitleştirdiklerini düşünsem de, bunun aşkı fazlasıyla önemsedikleri için yaptıklarını biliyorum. Onları destekliyorum. Ben de bir zamanlar aşık oldum, Taehyung. Kalbimi fena kırdı. Bana bıraktığı açık ipuçlarını fark edemedim. Aşkın gözü kör ettiğiyle ilgili söylemler bir zırvalık değil. Daha dikkatli olmalıydım.

Sözün özü Taehyung, güvenliğim için kendimi sağlama almam gerek. Elimdeki ekmek diliminin son parçasını da ağzıma atıp bilgisayarın karşısına yerleştim. Arama motoruna ismini yazdığımda karşıma çıkan hesaplarla yemeğim önüme hazır sunulmuş gibiydi. Tüm sosyal medya hesaplarının halka açık sergilenmesi beni şaşırtmadı, Taehyung. Sana söylemiştim, izlenilmekten korkmuyorsun. Tam tersi, görülmek, duyulmak, keşfedilmek istiyorsun. Ben de lütfediyorum.

Daegu doğumlusun. Annen ve baban birkaç yıl önce ayrılmış. Bir kız kardeşin var. Zaman buldukça annenin yanına gidip onunla günlerini geçiriyorsun. En çok bahçedeki çiçekleri suladıktan sonra sırtını gölgeliğe yaslayıp annenle çay içmeyi seviyorsun. Babandan tek bir iz bile yok.

Chung-Ang Üniversitesi'nde eczacılık okuyorsun. Artı olarak arada kafanı dağıtmak için bir blogta yazılarını yayınlıyorsun.

En sevdiğin şeyler dondurma ve tatlı. Sütlü tatlılara ise 'hayır' diyemiyorsun. Üç tane yakın arkadaşın var. Onlarla olan hiçbir buluşmanı aksatmadan paylaşıyorsun. Kendini kaybettiğin anlar olsa bile. Bunlar sayesinde hakkında birçok bilgi edindim. En sevimsiz yanın da bu, hayatının tamamını internette yayımlıyorsun.

İşe yaramaz bir hergelenin birkaç fotoğrafını atlıyorum.

Gördüğün her sokak hayvanına çekinmeden sevgini sunuyorsun. Bir kedin olsun istiyorsun ama zamanının çoğunu dışarıda geçirdiğin için buna cesaret edemiyorsun. Bunun yanında siyah bir balığın var.

Boş zamanlarında arkadaşlarınla yüzmek ve keşfedilmemiş şarkıları bulup dinlemek senin vazgeçilmezlerin arasında. Genelde birisinin senin fotoğraflarını çekmesini seviyorsun. Fotoğraf çekerken çirkin çıkma korkusu taşımadan yaramaz bir çocuk gibi gülüşünü sunuyorsun. Beyaz rengin sendeki kutsallığının farkındasın ve bunu sergilemekte geri durmuyorsun. Hafif esmer tenine ilahi bir uyum sağlayan sarı saçlarınla birleştiğinde melekten farksız bir görünümün var.

İnternet seni sevimli, eğlenceli, yaşam dolu bir varlık olarak tanımlıyor.

Taehyung, bir şey fark ettim. Neden bugün kitapçıdan aldığın kitabın fotoğrafını çekip burada paylaştın? Kitapçıdaki tatlı çocuktan bahsetmememişsin bile. Bu beni endişelendirdi. Ama sorun değil. Bu seninle aramdaki bağı özel kılıyor.

Evinin adresini paylaştığın bir fotoğraftan fikir yürüterek buldum. Biraz önce pencereden sokağı izlediğinde artık iç güdülerimden eminim. Bir binanın ikinci katı. Bütçene uygun gözüküyor.

Taehyung. Peki, şuan ne yapıyorsun? Film mi izliyorsun, kitap mı okuyorsun? Yoksa okul için hazırlık mı yapıyorsun? Yanında birinin ihtiyacını hissediyor musun? Seninle iyice tanıştığımızda güzel bir film izlemek için teklif sunacağım. Seni dizime yatıracağım ve saçlarını okşarken sana kitap okuyacağım. Yanında bir tek benim varlığımı hissedeceksin. Sana bütün benliğimi hissettireceğim.