Sabahın ilk vakitlerinde o loş aydınlık odaya dolarken pencerenin ahşap kenarlarındaki çatlaklardan içeri sızan esinti açıkta kalan omuzlarıma konarak beni uyandırdı. Kirpiklerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra zorlukla araladım.
Görüş alanıma giren perdedeki yansımalarla bakışırken derin bir nefesi göğsümden yolcu ettim. Bu sırada bir kaset gibi beynimin içinde dönüp duran inlemelerin o müstehcen ahengi odanın duvarlarına sinmiş gibi canlı bir şekilde kulaklarıma doldu. Dün geceyi anımsadığımda gözümü kapatarak yüzümdeki edepsiz gülümsemeyle tekrar açtım.
Üzerime sinen huzurlu koku, gözlerime işleyen mutluluk ve dudaklarıma konan munzur gülümsemeyle başımı yanımdaki bedene çevirdim. Bir kolum onun ince bedenini sararken yüz üstü yatıp vücudunun yarısını üstüme yatırmıştı. Hafif tombul olduğu için ona ayrı bir sevimlilik katan yanağı göğsüme yayılmıştı. Hafif şişmiş baldan tatlı dudakları aralık durduğu için sıcak nefesi tenime düşüyordu.
Benliğime sığınmış çehresi fazlasıyla masum ve bir o kadar da savunmasız duruyordu. Parmak uçlarımda hazır bekleyen ılımlı sevgi onu sararak güvende hissettirsin istedim. Elimi kaldırıp sineme dağılmış sarı saçlarının yumuşak tutamlarını geriye iterek yüzünün bütün çekiciliğini iyice ortaya serdim.
Kıvrık sarı saçlarından dolayı onu bazen soluk güne doğarak aydınlatan parlak bir güneşe, bazen de başını gökyüzüne çevirdiğinde yüzüne vuran güneş sebebiyle bir günebakana benzetirdim.
Yüzümdeki uyku mahmurluğu varlığını korurken burnumu saçlarına daldırıp kokusunu ciğerlerime hapsettim. Saçlarındaki nem hâlâ kendini belli ediyordu ama miss kokusu biraz daha ön plandaydı.
Dün gece birkaç saat dinlenip ardından daha rahat bir uyku için beraber duşa girmiştik. Duştan sonra birbirimize krem sürüp ilgilendikten sonra Taehyung saçlarını kuruturken yatağa temiz çarşafları sermiştim. Yatağın bir tarafı çökük olduğu için altına destekleyici bir şeyler koyup biraz daha düzgün hale getirmiş ve sonra da o tarafa ağırlık vermeden birbirimize sarılıp uyumuştuk.
Taehyung birkaç mırıltıyla vücudunu bana yaklaştırıp kollarını daha sıkı sardığında onu kendime doğru çektim. Battaniyeyi iyice üstümüze çekip teninin açıkta kalmadığına emin olduktan sonra yüzüm ona dönük halde uykuya yenik düşerek gözlerimi kapattım.
Göğsüme sığınan sıcaklık ve beni mest eden bu koku sayesinde eskisinden daha inançlı hissediyordum. Bugüne kadar saptığım bütün çıkmaz sokaklar yanımda uyuyan bu adamı armağan ettiği için şükür bile ettirebilirdi.
Ne kadar süre uyudum bilmiyorum fakat üzerimdeki görünmez ağırlık birkaç saat olduğunu hissettiriyordu. Güneşin ısısını göz kapaklarımda hissediyordum ama beni uyandıran etken bu değildi. Kirpiklerimin diplerinden başlayıp yukarıya doğru tarar vaziyette giden parmakların dokunuşuyla gülümsedim.
Uyandığımı anladığından olsa gerek onun da gülümsediğini hissettim. Gözlerimi araladığımda dibime girmiş gülümseyen yüzün etkisiyle dudaklarımdaki gülümseme histerik bir kıvamda genişledi. Dudaklarını aralayıp fısıldadı. "Günaydın."
Gözlerim hâlâ kısıkken yüzüme çarpan ferah kokuyla içten bir gülüşü seslice bıraktım. "Olamaz. Dişlerini fırçalamışsın. Benim nefesim hâlâ sen kokuyorken senin nefesinden çok net nane kokusu alıyorum. Bütün klişeyi bozdun." Yeni uyandığım için sesim oldukça kalın çıkıyordu. Onun ise çoktan uyandığı yüzünden okunuyordu. Dişlerini fırçalamış ve yüzünü yıkamıştı. Gülerek dudağıma buse kondurup geri çekildiğinde gözlerimi yeniden kapattım. "Evet, gün şimdi aydı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sugar Burn | Taejin
Fanfic[Tamamlandı] Küçük bir kitapçıda çalışan Seokjin, dükkânına gelen Taehyung'a aşık olur ve onu saplantı haline getirir. "Aşk için ne kadar ileri gidebilirsin?" *You dizisi uyarlamasıdır*