Merhaba ^^ Bölümde yetişkin içerik var. Okumak istemeyen oraları atlayabilir. Medyadaki şarkıyı da orada dinlemeniz gerekiyor. Oy ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. Keyifli okumalar 🌹
♤
Ufukta kalın bir fırçayla çizilmiş gibi sanatını bahşeden turuncu günbatımı ve onun sanatına renk katan açık mavi renkte tek tük küçük bulutlar vardı. Dağınık bir görüntü sergilese de aslında özenle yerleştirildiği hissi uyandırıyordu.
Şehrin kalabalığından uzaklaşmaya başladıkça evlerin dizaynı düzensizleşiyor, karanlık çökmeye yüz tutarken de ufuktaki turuncu önce koyulaşıp sonra da sarımtırak bir hal alıyordu.
Küçük bir köyü geride bıraktığımızda sıra sıra dizilmiş sıska ağaçlar görüş alanımıza girdi. Sanki bir ressamın fırçasından tuvale yansıtılmış gibi insanda hayranlık uyandıran bu görüntü ağaçlar sayesinde daha güzel bir hâle bürünmüştü.
Araba asfaltta kayar gibi sorunsuzca giderken ara sıra fazla sarsılmadan yerimizde sallanıyor sonra tekrar düzlüğe kavuşuyorduk. Başımı yoldan çekip Taehyung'a çevirdim. Başını camdan dışarıya çevirmiş, adım adım yitip giden gün batımını izlerken dudaklarını yavaşça oynatarak radyodan yükselen şarkının yavaş sözlerine eşlik ediyordu.
Yola çıktığımızdan beri göz kapakları arada ağırlaşıp kapanırken uykuya dalacağının habercisi olarak başı kenara düşüyordu. Bu sırada radyoda sevdiği bir şarkının çaldığını fark edip aniden canlanıyor ve şarkıya eşlik etmeye başlıyordu. Farkında olmadan bir döngü halinde devam ettirdiği bu hareketler beni güldürürken şarkıdaki bazı sözleri söyleyerek elini çeneme uzatıp bir kediyi sever gibi parmak uçlarıyla gıdıklıyordu.
Şimdi ise hava karardıkça soğuk bir ruha bürünen rüzgar yüzüne vurup alnındaki saçları geriye savuruyor, önceki gibi canlı bir görüntü sunmasa da ufuktaki turuncu silik bir çabayla esmer tenine vurarak ona güzellik katıyordu.
Dudaklarıma yerleşen yumuşak bir tebessümle dikkatimi tekrar yola vermek için başımı önüme döndürdüm. Kısa süre sonra siyah bir aracın bizi sollamasına izin verirken dirseğimi cama yasladım. Bir elim direksiyonu kavrarken diğer elimi de dudaklarıma götürüp ciddi bir ifadeyle üstünde gezdirdim. Kuruduklarını fark edince yanımdaki su şişesini alarak önce Taehyung'a uzattım.
Gözümü ona değdirip kaçırırken başını sakince sağa sola salladığında şişenin kapağını açıp gözlerimi yoldan çekmeden birkaç yudum aldım. Kapağını tekrar kapatıp şişeyi yerine koydum.
"Ben üşüdüm." Kalın sesinden kulaklarıma ulaşan mırıldanışıyla gözlerimi tekrar ona çevirdim. Bağdaş yaptığı bacaklarını çözmeden sırtını cama çevirerek bütün vücudunu bana döndürmüştü. Altındaki kısa şort bağdaş kurduğu için baldırlarını açığa çıkarmış ve üstündeki tişört de ince olduğu için üşümesinin olağan olduğunu belirtiyordu.
Başını yaslandığı koltuğa dayayıp kirpiklerini yavaş yavaş kırparken bayık gözlerle gözlerimin içine bakıyordu. Uykusu vardı fakat neden direndiğini anlayamıyordum.
Baş parmağımla arka koltuğu işaret ederek yumuşak bir sesle, "Şurada battaniye var." dedim. Taehyung yerinde yavaşça doğrulup arka koltuğa doğru uzanınca biraz cama doğru çekilerek ona yer açtım. Kırmızı çizgili beyaz bir battaniyeyi fazla zorlanmadan arka koltuktan alarak yerine oturdu. Rahat bir nefes alıp battaniyeyi boynuna kadar çekerek bütün vücudunu sararken sadece başını dışarıda bıraktı. Banyodan yeni çıkmış ve havluya sarılarak kurulanmayı bekleyen bir çocuk kadar masum duruyordu. Yüzündeki ifadeye dişlerimi gösterek gülümserken ikimizin de camlarını minimum seviyeye gelecek şekilde kapattım. "Hadi biraz uyu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sugar Burn | Taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Küçük bir kitapçıda çalışan Seokjin, dükkânına gelen Taehyung'a aşık olur ve onu saplantı haline getirir. "Aşk için ne kadar ileri gidebilirsin?" *You dizisi uyarlamasıdır*