Merhabalar! Bölümde yetişkin içerik var. Okumak istemeyenler oraları atlayabilir. Medyadaki şarkı uyarlanan dizinin şarkılarından biri ve benim en sevdiğim. Şiddetle öneririm. Keyifli okumalar ^^
♤
"Her gün onunla ilgileniyorum. Bütün gün. Bir akşam dışarı çıktım diye beni mi paylayacaksın?"
"Beni aptal mı sanıyorsun?" Gecenin erken saatlerinde duyduğum seslerle çekingen bir yavaşlıkla salonun kapısından başımı uzatıp karanlıktan anne ve babama baktım. "Bu saçmalığa inanmamı mı bekliyorsun?" İkisi de salonun ortasında ayakta dikilmiş seslerini kısık tutmaya çalışsalar da tartışmanın şiddetlenmeye yüz tutması sebebiyle başaramıyordu. Benim onları izlediğimden bile haberdar değillerdi. Annem tartışmadan kaçmak için harekete geçtiğinde babam kolunu tutarak onu durdurdu. Yüzünü anneme doğru yaklaştırdı ve dişlerini arasından uyarıcı bir sesle konuştu. "Konuşmam bitmedi."
Annemin gözleri nefretle parlıyor, sanki düşmanıyla karşı karşıya kalmış gibi babama bakıyordu. İğrenç bir şeye değmiş de onu kendinden uzağa itmek ister gibi kolunu kurtardı. "Dokunma bana!"
Babam uzun boylu ve oldukça yapılı br adamdı. Annem yanında her zaman cılız kalırdı. "Yoksa ne olur? Ne yapacaksın?" Annemin üzerine doğru yürümeye başlayınca sessiz olmaya özen göstererek korkuyla tekrar duvara doğru çekildim ve görüşümü karanlığa çevirdim. Ancak sesleri duymamam imkansızdı.
"Bırak beni." Annem sızlanmaya başladığında ben yalnızca boşluğu izliyordum. "Canımı yakıyorsun!"
"Ben salak mıyım?" Ürkek bir ifadeyle duvarın arkasından başımı uzatarak ne yaptıklarına baktım. Babam hafifçe eğilip elindeki sigarasını sehpaya bastırarak söndürdü. Koltuğa savunmasızca fırlatılmış annemin üzerine hırsla yürüdüğünü görünce yüzümü buruşturup tekrar duvarın arkasına çekildim. "Beni böyle mi görüyorsun? Neden doğru olanı yapıp..."
Sırtımı duvara yaslayıp olduğum yerde yavaşça çöktüm. Karanlıkta dizlerimi kendime çekip korkunç sesleri dinleyerek kendimi teselli etmek ister gibi sarılırken bakışlarımı karanlık koridora çevirdim. Güvensiz hissediyordum. Evimde hissetmiyordum. "Hayır, lütfen!"
Gelen metalik sesle babamın kemerini çözdüğünü anlamıştım. "...olması gerektiği gibi beni sevmiyorsun, he?"
Hıçkırığımı yutup ellerimi kulaklarıma bastırmama rağmen annemin çığlıklarını ve babamın hırsıyla yoğurduğu darp seslerini duyabiliyordum. Tüm bu gürültüye alışmam gerekirdi ama tam tersi her gün biraz daha güvensiz hissediyordum.
Tokat sesi çınlar gibi kulağımın içinde yankılanınca beyin sarsıntısı geçirir gibi yaşadığım şokun etkisiyle nefes nefese gözlerimi araladım. Göğsüm şiddetle inip kalkarken beni direk olarak karşılayan görüntü beyaz renkteki pürüzsüz bir tavandı. Her şeyin bir rüya olmasının verdiği rahatlığı yaşarken vücudumu gererek göğsümü şişirdim ve rahat bir nefes verdim.
Rüyaların ruhunuzun sizin hakkında yazdığı kitaptaki illüstrasyonlar olduğunu söylerler. Peki o zaman rüyalarımda neden sürekli olarak çocukluğumu görüyorum? Elimi saçıma atıp alnımdan çekerken güler gibi bir ses çıkarak nefesimi dışarı verdim. Bir uzmana danışsaydım; ebeveynlerimin bana pek de iyi bakamadığı için işlenmemiş duygularımın olduğunu söylerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sugar Burn | Taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Küçük bir kitapçıda çalışan Seokjin, dükkânına gelen Taehyung'a aşık olur ve onu saplantı haline getirir. "Aşk için ne kadar ileri gidebilirsin?" *You dizisi uyarlamasıdır*