18| flingr

438 41 276
                                    

Uzun zaman sonra merhaba ^^ Nasılsınız? Mükemmel olmanızı temenni ediyorum.

Bölüm baya geç geldi farkındayım ve üzgünüm de ama cidden özel hayatım aşırı yoğun durumda. Kafamın içi daha beter. Ve hâlâ ödev ve kısa sınav haftamdayım.

Uzun zaman olduğu için etkileşimin az olacağını tahmin edebiliyorum ama desteklerinizi de bekliyorum. Görüşleriniz, tepkileriniz, yapıcı eleştiri ve önerileriniz küçük bile olsa beni mutlu ediyor. Keyifli okumalar!

Seni kaybedeli neredeyse üç hafta oldu, Taehyung! Seninle hiçbir şekilde iletişime geçmeden tıpkı istediğin gibi kendi yoluma gittim. Kendimi kaybedecek kadar içip gece yarısı ısrarla arayarak seni rahatsız etmedim. Zaten bunu asla yapmayacağımı ikimiz de biliyorduk. Başlarda seni özgür bir kuş haline getirmek istemiştim ama sen kendini kafeste hissettin. Kafesin seni terk etti ve zaten sen kaçmayı aklına koymuştun. Artık kendi yolunda uçabilirsin. Özgürsün.

Benden istediğin anlayışı, süreyi ya da her ne sikimse ihya ettim ve şimdi birlikte olduğumuz zamandan daha mutluyum. Merak etme, hayatım gayet iyi gidiyor. Her şey yerli yerinde ve bir düzen rayında ilerliyor. Etmek zorunda çünkü zaman her şeyi alıp beraberinde sürüklüyor. Tam tahmin ettiğim gibi sensizken de mutluyum. Bunlar yabancı olduğum durumlar değil.

Günün erken bir saatinde bir ortaçağ ressamının savaş meydanını betimleyen tablosuna rakip çıkabilecek dağınıklıktaki yatağımda sırtüstü uzanmış, boş bakışlarla pürüzsüz tavanı izliyordum. Bir elim yataktan aşağı sarkmış, diğeri de sıkkınca saçlarımın ön tarafını çekiştirip duruyordu. Görüntü bulanıklaşıp netleşirken yataktan çıkacak takatim bile yoktu.

Sanki ölümün sert rüzgarlarına, kısık soluklarına yaklaşan bir balıktım ve pes edip kendimi akıntıya bırakmıştım. Ya büyük balıklara yem olacak ya da bir yerde çürüyüp gidecektim. Bir süredir yalnız uyandığım bu yatakta gözlerimi açtığım her sabah tam olarak böyle hissediyordum. Her şeyden vazgeçmiş bir balık kadar umutsuz.

Üstelik tıpkı bir aptalı kandırır gibi bile isteye kendime yalanlar söylüyor, kendi yalanıma karşı inanmış rolü oynayıp mutlu hissetmek için çalışıyordum. Bir bakıma kendi kendimi aptal yerine koyup eğleniyordum. Çünkü her şey fazlasıyla can sıkıcıydı. Kendime söylediğim tüm bu yalanlardan usanmıştım ama bu günüme uyanabilmek için ferah bir nefese ihtiyacım olduğu gibi bu günümü güzelce tamamlayabilmek için beyaz bir yalana ihtiyacım vardı. Bunun yanında içimde bir yerlerde çelişkiyi uyandıran dobra bir 'ama' da vardı.

İyiyim. Ama her şey berbat. Eskiden daha iyi durumdayım. Ama omuzlarımda hâlâ ağır bir hastanın ruhunu taşıyorum. Ayrılığı güzel idare ediyorum. Ama gün geçtikçe daha kötü olacağım. Asla yalnız değilim. Ama sana ihtiyacım var.

Göğsümü şişirerek sesli bir nefes alıp sıkıntıyla geri verirken başımı yatağın boş tarafına çevirdim. Ardından bedenimi de çevirip cenin pozisyonunda uzanırken elimi iki hafta önce yanımda uyurken onun tatlı yanağına iz bırakan yastığa götürdüm. Sanki daha yeni uyanıp yataktan kalkmış da ben sıcaklığını hissedebilecekmişim gibi parmak uçlarımı yastığa sürtüp ardından kendi yanağıma götürdüm. Yanağımı okşarken ondan gelen bir şefkat gösterisine şahit olurcasına gözlerimi huzurla yumdum.

Dudaklarım uyuşukça yukarı doğru kıvrılırken yastığı hızla kendime çekip yüzümü gömdüm. Taehyung'un içime hoşluk veren sıcak okşayışlarını özlemiştim ve sürdüğü kamyonun kontrolünü çoktan kaybettiği için önemsemeden yokuş aşağı süren bir adamın akıl sağlığını taşıyordum. Bu tamamen delilikti.

Sugar Burn | TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin