30- Canının İçinde Canım

38.5K 2.2K 1.1K
                                    

Merhabaa🥳

Hoşgeldinizzz✨✨

20'li bölümleri geride bıraktık 🤭

30'lu bölümleri bitirmeden Kurt Nefesi'ne veda ederiz gibi... Çok uzatmak niyetinde değilim, 35-40 arasında bir bölümde her an finali görebiliriz.

Tabi ki önce yazmak istediğim çok şey var o yüzden bölüm uzunluğunu uzatırım en fazla🤝💃

Bir de, Instagram'da size soru soracağım, finale kadar istediğiniz herhangi sahne, benim gözümden kaçan ama sizin hâlâ aklınızda soru işareti olan bir yer var mı vee finalde çiftimizi nasıl görmek istersiniz diye🤭 Mutlaka katılın, hepinizin görüşlerini merak ediyorum❤️❤️

Keyifli okumalar❤️

***

Bir dilek hakkım olsa acaba sınırsız bir dilek hakkı mı dilerdim yoksa bu geceyi sağ salim, mesleğimize zeval gelmeden mi atlatmayı mı dilerdim acaba? Gözümün korkusundan belki de ilki aklıma bile gelmezdi.

Mutfakta endişeli gözlerle kocamı izliyordum.

Onunda işi zordu, bana el uzatan birisiyle yemek yiyecekti.

Çok zordu, çok.

"Böylesi güzel bir kadın demişti sana Gül Dikeni! Unutma."

Servis tabaklarını ararken hala mutfağa alışamadığım yüzüme çarpıyordu ama zaten mutfağa girdiğim mi vardı da alışacaktım orası çok ayrı bir olaydı. Tuğrul'un dediklerine ona göstermeden bir göz baydım ve başımı he he der gibi salladım.

"Tuğrul o an adam sadece damarına basmak istedi, bordo bere adamsın anla yani bir zahmet."

En sonunda bulduğum servis tabaklarına uzanacakken Tuğrul'un ani bir manevrayla arkama geçip belime tutundu. Sıkı sıkı sarılı sol elini tek göğsüme sarmasıyla uzandığım gibi kalakaldım. Başımı ona doğru çevirdiğimde açıkta kalan boynuma burnunu sürtüp nefesini derince içine çekti. "Bordo bere adamız anlarız da, karımın gözünün içine bakarak benden başka kimse güzel olduğunu söyleyemez."

Kulağımın arkasına doğru sürterek çıkardığı dudaklarının etkisiyle başımı sol tarafa doğru eğip ona daha çok yer açtım ama beynimin içinde çalan kırmızı alarmlar sayesinde dirseğimi Tuğrul'u ekarte edecek, nefesini sekteye uğrayacak bir noktaya pat diye geçirdiğimde hemen kolları gevşedi ve kesilen nefesini öksürükle bastırmaya çalıştı.

Arkamda gerileyen bedenin rahatlığı ile servis tabaklarına bu sefer başarılı bir şekilde ulaştım ve kişi sayımıza göre indirdim tezgaha.

"Bunun intikamı acı olur Üsteğmen."

Sesinde gizli bir şehvet vardı, tenimde yankı buldu ve dişimi dudağıma geçirip gülerek başımı salladım ve kabullendim. İçeride onca komutan, asker vardı ama bizim mutfakta bir aşna fişna yapmadığımız kalmıştı onu da yapmıştık şükürler olsun.

İçimde kalırdı yapmasaydık yani.

Menü güzel sayılabilecek bir orta düzeydeydi. Çiçek'in yaptığı güzel pilav, Tuğrul'un aldığı köri soslu tavuk, benim kızarttığım patatesler ve son olarak Musa'ların getirdiği tatlı ile tamamlanmıştı.

KURT NEFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin