22- Kaderin Korunmuş Yazısı

48.4K 2.5K 713
                                    

Merhaba♥️

Bugün itibari ile vize haftam son buldu ve size bölüm yazdım:)

Uykulu hâlimle pek düzenleyemeden paylaşıyorum, hatam varsa affola.

Uzun bir bölüm oldu, bol yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarınız gerçekten değerli benim için.

400 oy gelir mi acaba bu bölüme?🤭

UYARI: BÖLÜM BİR MİKTAR CİNSELLİK İÇERMEKTEDİR!

Keyifli Okumalar♥️🇹🇷

***

Eldivenli ellerimin üzerinde hayali kan görüyordum.

Gözlerimi kan bürümüştü. Şuan istediğim tek şey bolca kan dökmekti ama gelin görün ki bu mümkün değildi. Ancak daha iyi kan dökebilmek için yarım saate yakın ecel terleri döktürdüğüm askerleri eğitebiliyordum.

"Karşınızda Türk'ün düşmanı, mazlumun zalimi var! Duyuyor musunuz beni?"

Boğazımda büyük bir ağrı hissetsemde son ses gür sesimden zerre vazgeçmeden devam ettim.

"Siz Türk askerisiniz, düşmanı çelik pençenizle helak edeceksiniz!"

Tam karşımda, adını bilmediğim askerin bana uzanan kolunu tuttuğum gibi başının üstünden dolayarak kafası ile birlikte tek hareketimle göğsüme doğru çektim ve dizine vurduğun dizimle onu tepetaklak ettim.

"Bu mu?!"

Normal şartlarda asla bu denli sert olmazdım ama kendi timim şerefsiz kovalarken benim burada asker eğitiminde kalmam sinirlerime dokunmuştu.

"Bu değildir elbette Üsteğmen'im! Askerimi bırakta, sinirini benden at."

Sağ kolu hâlâ avuçlarımın içinde olan askeri eski sertliğime nazaran daha yumuşak bir biçimde kaldırdım. Koyu kahve gözlerinin içine bakarken tebessüm etmiştim. Omuzlarına düşen ellerim iki yandan onu tüm kuvvetiyle sıkarken, samimiyetime binaen o da bana gülümsedi.

Arkamda konuşan Fırtına Timinin Üsteğmen'ine dönme vakti gelince iki kolumu arkamda bağlayarak mekanın sahibini belli etmek amaçlı gür sesimle onu karşıladım.

"Hoşgeldiniz Hande Üsteğmen. Sizde katılmak isterseniz buyurun tabi."

Sesimden tüm gıcıklık tonları akıyordu. Bedenim tam olarak ona çevrili olmadığı için bana yaklaşmasını postallarının sesinden anlamıştım. Ayrıca son sözlerine itaf olarak konuşmama devam ettim.

"Ayrıca ben askerden sinir atmam Hande Üsteğmen. Sadece onların en iyisi olması için çabalarım."

"Haklısınız Üsteğmen'im."

Kendisi de eğitimin geri kalanına devam ederken aklım burada olmayarak eğitimi tamamladım.

Bitirdiğimde benim karşıma geçmiş askerlerin yere yatmış sesli ve hırıltılı nefesler alışını suratımda buruk bir tebessüm ile izledim. Ben de çok yorulmuştum, enerjimin neredeyse tamamını atmıştım diyebilirim.

Dağılmış saçlarımı geriye ittikten sonra herkese günün geri kalanını serbest geçirmelerini söyleyerek odama geçtim. Bir anlığına Tuğrul'un odasına girmek istemiştim ama o olmadan odasında sadece oturup düşünmek harici bir şey yapmayacaktım.

KURT NEFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin