Bölümü sabırla bekleyenlerin benim gün verip o günlerde atmadığımı görünce "dalgami geciyosun canim?" dediğine eminim..
Tabi en iyi ihtimalle böyle diyorsununuzdur, kötü ihtimali şey etmeyelim snsksmwksmwks
Özür dilerim... Bölümü dün gece bitirmiş olsamda içime o hâliyle sinmedi o yüzden bu gün düzenleyerek paylaştım ✨
Şimdi çok konuşmaya devam etmeden, yıldızları parlattıysanız
Keyifli okumalar diliyorum❤️❤️
Sizin yorumlarınızı çok özledim, satır arası yorumları bol bol yapın olur mu? Çünkü nütfen🥺❤️
***
İçime içime kanayan yaralarımın sarhoşluğu ile adımladığım yollarda kaybolmuştum ben. Acılarımın beni getirdiği nokta dönüp dolaşıp varmak istediğim sondu, yani sonsuzluğa kavuşmaktı. Şehit olmak, kaderin bana bahşedeceği en güzel armağan olarak geliyordu. Ta ki Yüzbaşı Tuğrul Boratav karşıma çıkana dek.
Hayatım nasıl da değişmişti. Nasıl da farklı bir boyuta çevrilmişti yolum. Ben, yolumun bu denli güzelleşeceğini tahmin etmezdim. Canımın sızısına ortak olacak kişinin gönül yoldaşım olacağını bilmezdim.
Parmaklarımın arasında tuttuğum çubuk, bir kez daha bana kanıtlamıştı ki hayatım çok fazla değişmişti. Ben, Gülşah Boratav bu değişimden öylesine memnundum ki gözyaşlarım yüzümü ıslatırken gülerek boşta olan elimi karnıma kapattım. Dudaklarımdan dökülen tek kelam vardı, "Şükürler olsun."
Doğduğum günden beri sevginin kucağında büyümüştüm. Şimdi o sevgi kucağında bir evlat yetiştirecektim. Tuğrul'un deyişiyle canımın içinde sevdiğim adamın canını taşıyacaktım. Dudaklarımda tasasız bir gülümsemeyle salona geçtim. Karnımın üzerindeki elim yerinden kıpırdamıyordu. Hissetmeye çalışmak bile güzeldi. Varlığının orada olduğunu bilmek paha biçilmezdi.
Bu kirinden arınmayan, arınmak istemeyen dünyaya masum bir bebek verecek olmak ne kadar da göz korkutucu geliyordu aslında. İnsanların giderek kötüleştiği, canların kıymetsiz görüldüğü bu devir ne de korkutuyordu insanın gözünü.
Her şeye rağmen bu korkularımı bir kenara bırakıp sevdiğim adamı, kocamı, hayat arkadaşımı baba yapmak istemiştim. Tuğrul, çok güzel bir baba olacaktı. Buna o kadar emindim ki, şüphesi söz konusu dahi olamazdı.
Deri ceketimin içerisinden sesini bana duyurmaya çalışan telefonumu çok geç fark etmiştim. Hemen aceleci bir tavırla uzanarak elime aldığımda Tuğrul'un aradığını gördüm. Bilse kim bilir ne kadar sevinirdi. Neredeyse iki ay geçmişti doğum kontrol hapını kullanmayı bırakalı ve benden her an bu haberi beklediğinin farkındaydım. Haberi vermenin vakti gelmişti işte.
Aramayı cevapladığımda hemen sesini duyurdu bana "Gül Güzelim?" Sırtımı yan bir şekilde koltuğun başlığına dayayarak yerimde kaydım ve uzandım. Dudaklarımı birbirine bastırarak kahkahamı içime gizledim.
Hep acılarını gizlemek isten Gülşah'tan kahkahalarını gizleyen bir Gülşah'a gelmiştim. İşte Tuğrul'un bende ki değeri buydu.
"Tuğrul." Ses verdiğimde derince bir nefes çekti içine, çok net duymuştum. Uzandığım koltukta biraz daha kayarak rahatımı tam netleştirip keyifle kısılmış gözlerimi karnıma diktim ve avuç içimi yasladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT NEFESİ
Azione-Tamamlandı- "Sadece dün!" dedi ve durdu. Kelimeler şuan onun için darağacında sallanan bir ipe diziliyordu. Birazdan dudaklarından dökülen kelimeler ile ip iyice kıvama gelecek ve boğazını sıkacaktı. "Evet sadece dün aldığım bir haberde adı sanı d...