' Nas- nasıl yani anlamış ? ' diye kekeleyen iki kişiye çatık kaşları ile bakmayı sürdüren Ali ' Beceriksizliğinizden ' diye hırladı.
Akif ' Burada araya girmek istiyorum izninizle ' dedi ve biraz duraksadıktan sonra ' Ben beceriksiz değilim ve bu tür konularda ben istemediğim sürece kimse, parantez içinde söylüyorum ( hiç kimse ' öğrenemez. Dolayısı ile bu konunun beceriksizi ben olamam ' diye devam etti.
Masal ' Odak nokta bu mu mal? ' diye sinirle konuştuğunda Akif ' Değil ama belirtmek istedim ' diye söylendi.
Ali ' Şimdi ne bok yiyeceksiniz? '
Masal ' Babam, biliyorvari mi konuştu yoksa biliyor muydu? '
Akif ' Ne kadar da farklı sorular ' derken gözlerini devirdi ve ' Sikim sünnet mi yoksa minnet mi ağabey? ' diye sordu.
Ali ' Şimdilik minnet ' diye dişlerinin arasında konuşurken ' Sonrası sünnet değil hadım olacak ' diye ekledi.
Akif ' Ulan Masal denilince akla ben, ben denilince akla Masal gelmese yırtardım ama yırtamam şimdi. Sonuçta taşaklı birine taşak yediremem değil mi? ' diye içerledi.
Masal ' Ben ölürsem, sen de ölürsün ' diyerek bir filmdeki repliği tonladı.
Akif ' Kim demiş? '
Ali' Taşaklarına ne oldu Akif? '
' Ne olmuş? '
' İçine kaçtı herhalde, R yaptığına göre ' diye mırıldanan ağabeyine Akif ' Ben R yapmam ağabey, ileriden U dönüşü yaparım ' dedi.
Ali ' Çok farklı, evet '
Masal ' Ne dedi ya!? Söylesene artık ' diye cırlayınca Ali, derin bir nefes alıp verdikten sonra anlatmaya başladı.
' Yüzbaşım? '
' Söyle asker ' derken canı sıkkın olan Ali'ye asker ' Paşa sizi odasına çağırıyor ' dedi.
' Tamam, sen git ' diyerek askeri gönderdikten sonra silahını ve beresini alıp, kantinden çıktı. Paşanın odasına gelince, kapıdaki görevli Yüzbaşı'ya ' Paşa ile görüşeceğim ' diye mırıldandı.
' Sizi bekliyor Yüzbaşım ' diye söyleyen Yüzbaşının açtığı kapıdan içeriye girdi. Paşanın oturuşundaki sıkıntılı halden ve elindeki dolma kalemi sallamasından bazı bokların ortaya çıktığını anlayan Ali ' Yüzbaşı BEYZADE, beni emretmişsiniz komutanım ' diyerek selamını verdi.
'Gel Yüzbaşım '
Ali, esas duruşundan ödün vermeden bekleyince Paşa ' Asker olarak değil, oğlum olarak otur karşıma hadi ' dedi.
Ali, Paşa'nın bu sözü üzerine duruşunu hafifletip deri koltuklardan birine oturdu. Ellerini dizlerinin üzerine yerleştirdikten sonra aklına gelenin başına gelmemesi için dua etmeye başladı.
Ama işe yaramadı.
' Nasılsın evlat? '
' Çok Şükür efendim, siz nasılsınız? '
' Senden alacağım cevaba göre, bu soruna cevap vereceğim '
' Buyurun? '
' Yüzbaşı ŞANLI hakkında ne biliyorsun Ali? '
' Timimde Yüzbaşı olarak görev yapmakta ve Bilişim Ekibinin bedensel eğitmeni olduğunu biliyorum '
' Bunları ben de biliyorum evlat '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA HİLAL ( Kuzey'in Masalı )
Художественная прозаKARA HİLAL Serisinin 2. Kitabıdır.