' Komutanım, eğitim için hazırda bekliyoruz ' diyen askere hafifçe başını salladıktan sonra ' Geliyorum birazdan ' dedi ve telefonuna gelen mesaja cevap vermeye devam etti.' Emredersiniz komutanım ' dedikten sonra selam verip, dışarı çıkan asker ile oflayarak telefonunu masanın üzerine attı.
Aklında bir şey vardı ama, götüne zeval gelme olasılığının yüzdesi fazlaydı.
Hele ki, kızıl bir cadıya karşı...
' Ya Allah! ' diye mırıldanarak ayağa kalkan Kuzey, beresini ve telefonunu masanın üzerinden alıp, odasından çıktı. Eğitim alanına gittiğinde askerin hizada beklediğini gördü ve yüzünde oluşmak için zorluk çıkaran gülümsemeyi dizginlemeye uğraştı. Lanet kızıl cadı! Üniformalı bile... Sikeyim!
Kuzey yerini aldığından selam veren askerlere usulünce selam verip ' Eğitime başlamadan önce geçen ki sınavın kazananını açıklayacağım ' dedi ve ekledi ' Teğmen DÖNMEZ '
Masal, yüzünde oluşan sırıtmaya engel olmayarak bir adım öne çıktı ve ' Emredin Komutanım ' derken selamını verdi.
Kuzey ise kadının bu haline tav olurken sesini sabit tutmayı başararak ' Tebrik ederim, sonucun içlerinden en başarılı olandı ' dedi.
Masal ise ' Sağ olun komutanım ' diyerek hazır ola geçti.
Kuzey, karşısındaki kadının duruşuna tek kaşını kaldırıp ' Söz verdiğim gibi bu eğitimde yanımda duracaksın. Diğerleri alana geçsin ' diye mırıldandı.
Masal, usulca yanına yaklaştığı adamına yan gözle bile bakmıyordu ve bu durum Kuzey'in görüş alanındaydı. Çardağa ulaştıklarında önce kendisinin oturmasını bekleyen kadına piç bir şekilde gülümseyip, oturdu. Masal da hemen ardından oturdu ve adamının ' Bize iki çay getirin ' diye yanlarında duran çavuşa seslendi.
' Emredersiniz komutanım '
Masal, koşar adım giden çavuşun ardından ' Öncelikle ne içtiğimi sormanız gerekmez miydi komutanım? ' diye mırıldandı.
' Öncelikle buranın bir kafe olmadığını hatırlatmak isterim teğmen '
' Sonra? ' diye mırıldanan Masal'a yandan bir bakış atan Kuzey, kadında yarattığı titreme ile gergince gülümsedi ve ' Zehir bile istesem, içmek zorundasın ' dedi.
' Sorun değil '
' Öyle mi? '
' Evet, öyle '
' Gerçi dilin zaten zehirli, sana dokunmayacağını biliyorsun '
' Tıpkı sizin dilinizin de zehirli olduğunu bildiğim gibi zira ' derken duraksadı ve etkili olduğuna emin olduğu gülümsemesi ile ' Dilim, dilinize değdi ve size bir şey olmadı ' diye devam etti.
Yavaş aslanım! Her kuşun eti yenmediği gibi her kuşun eti de sikilmez! Diye içinden konuşan Masal, iade ettiği laf ile rahatlamıştı.
Kuzey, kadının seksi bir şekilde gerilen dudaklarına kitlendiğinden söylediğini son anda anladı ve aynı gülümsemeyi dudaklarına yerleştirip ' Hatırlayamadım, hatırlatmak ister misin teğmen? ' diye kısık sesle konuştuğundan Masal'ın zar zor toparlanan beyin hücreleri tekrar dağıldı ve bu durum da şunu söylemesine sebep oldu.
' Burada mı? '
' Burada olursa, ayıp olmaz mı? '
' Kime? '
' Babana '
' I IH ' diye olumsuz bir ses çıkaran Masal hemen ardından ' Babam bugün İstanbul'a gitti ve yarından önce dönmeyecek ' diye ekledi.