' Hocam? Erman Hocam? ' diyerek kulaklığına fısıldayan Akif ' Sanırsam karşı takıma usulsüzlükten, sahalardan men cezası vermeliyiz ' diye ekledi.
Ali ' Sebep? '
' Bu iş on bir kişi ile oynanmıyor muydu? Bunlar otuz bir kişi '
Kuzey, ' İstihbarat yanlış bilgi vermiş ' diye dişlerinin arasından tısladığından Ali ' Ağır silah var mı Seyit? ' diye sessizce konuştu.
Seyit, etrafı incelemeyi henüz bitirdiğinden anında ' İki roket atar ve üç taramalı var komutanım ' diye cevap verdi.
Akif ' Siki yandan yedik desenize '
( Baykuş sesi 😊 hani filmlerde olur ya ses çıkmayınca kimseden, arkadan gelen baykuş sesi... hah işte o )
Akif ' Desenize ' diye homurdandı.
' Yaaavv desenize ' diye tekrarladı.
Seyit ' Siz alışkın olabilirsiniz ama biz alışkın değiliz ve yemeye hiç niyetimiz yok komutanım ' derken piç bir şekilde sırıtıyordu.
Akif ' Alışkın? Daha büyümemiştir götün ondan yememişsindir bebe '
Ali, içinden ya sabır çektikten sonra ' Kesin! ' diye kulaklığına hırladı ve ekledi ' Mühimmat yerini belirleyebilir misin Teğmen? '
Seyit ' Olumsuz '
Ümit ' Dağın sol tarafında bir sivrilik var komutanım, hemen alt tarafında da bir oyukluk var. Emir verirseniz sızabilirim ' dediğinde Akif ' Sızma benim işim değil miydi? Ne o Ümit, yerimde gözün mü var? ' dedi.
Seyit ' Götü olabilir malum eski malın atımı kolay olur '
Akif ' Değil mi? Tıpkı yeni malın sikiminin kolay olduğu gibi '
Ümit ' Sadece oraya girebilecek tek kişi olduğumdan söylemiştim komutanım '
Akif ' Benden daha taşaklısın yani? '
Ümit, parçası olduğu timden dolayı çok mutluydu ve alışmıştı ama komutanının tavırlarına alışabileceğini düşünmüyordu, bu sebeple ' Sizden daha zayıf olduğum için komutanım ' diye mırıldandı.
' Taşaksızsın yani '
' Ağırlık açısından komutanım '
' Küçük yani '
' Kiloyu kast ediyorum komutanım '
Akif ' O zaman çük- ' diyecekken Ali ' Akif! ' diye hırladı.
' Efendim komutanım? '
Seyit ' Bu bir sesleniş değildi komutanım '
Akif burun kıvırdı ama herkes ayrı bölgede olduğundan kimse görmedi bu sebeple ' Biliyoruz herhal ' diye huysuzca söylendi ve ekledi ' Ayrıca komutanın olduğumu hatırlaman güzel, teğmen '
Ali ' Sende hatırlasan iyi edersin teğmen ' dedikten sonra ' Uygun. Emanetin büyüğünü bırak, gerekmedikçe de müdahale etme ' diye devam etti.
Ümit ' Emredersiniz komutanım ' dedikten sonra silahını, ona en yakın mesafede bulunan Hasan'a bıraktıktan sonra gecenin rengine büründü.
Yerinden ayrılan teğmen ile Ali, Kuzey'e ' Neden geç kaldın? ' diye sordu.
Kuzey, kulağına yankılanan sorunun muhatabının kendisi olduğunu biliyordu, bu sebeple ' Teknik aksaklık ' diye mırıldandı.
Ali, sinirliydi çünkü bir şeyler kulağına gelmişti. Masal'ı kardeş bildiğinden ve hemen hemen her yere birlikte gittiklerinden otel çalışanı arkadaşını kendisine haber vermişti.