Zeliha Hanım, görevden dönecek oğluna dillere destan bir sofra hazırlarken diğer yandan da Ozan'a laf yetiştirmeye çalışıyordu.
' Kimden ötürü acaba anne? '
' Ozan, çekil git ayağımın altından '
' Bu yaptığını insan insana yapmaz ama düşün ki, sen annesin '
' Onu, ağabeyinin böreğini yemeden önce düşünecektin. İstersen şansını zorlama '
' Erken kalksaydı da yeseydi ' dedikten sonra ' Neden uyumasının cezasını ben çekiyorum? ' diye huysuzlanmasına devam etti.
' Çünkü sen bir çilekeşsin ' diyerek mutfağa giren Kuzey'e dönen Zeliha Hanım ' AA oğlum hoş geldin. Kim açtı sana kapıyı, duymadım geldiğini ? ' diyerek oğlunun açtığı kollarının arasına girdi.
Kuzey, annesinin saçlarına bir öpücük kondurup ' Hoş buldum anacığım ' derken babası ' Ben açtum hatun ne oldi? ' dedi.
Zeliha Hanım, işine karışmasından dolayı küs olduğu kocasına takılmadan oğlunun kollarından hafifçe ayrılıp ' Yara almadın değil mi? ' diye sordu.
ALDIM ANA ALDIM! Diye içinden geçiren Kuzey ' Almadım, iyiyim Zeliha Sultan ' diye dışından söyledi.
' Diğer ana kuzuları nasıl? '
' Herkes iyi merak etme '
' Çok şükür ' dedikten sonra ' Hadi, elini yüzünü yıka da sofraya gel sevdiğin ne varsa yaptım ' diye devam etti.
' OOO Eyvallah ' diyerek sofraya bir bakış atan Kuzey, kollarından çıkıp ocağın başına geçen annesi ile Ozan'a dönüp ' Neden ağlıyordun sen? ' diye piç bir gülümse ile sordu.
Ozan ' Anam böreğin içine maydanoz koymuş '
' Sen yeme diyedir '
' Çok biliyorsun sen ağabey '
' Bilirim ben ' dedikten sonra ' Deneme sonucun ne durumda? Kurtulabilir mi? ' diye sordu.
Ozan ' Önce yara aldı mı diye sor ' diyerek gerilmişti.
' Ne kadar da egosuz bir çocuk öyle ' diyerek göz devirdikten sonra ' Yemekten sonra açarım sana bir yara, gider köşede gocunursun ' diye ekledi ve banyoya ilerledi. Bahçeden geçerken kızıl cadının evine bakınmıştı ama bir hareketlilik fark etmediğinden alayda olduğunu anlayan Kuzey için bu iyi denk gelmişti. Gerçi diğer türlü de sıkıntı yoktu çünkü kızıl cadının, komşusu olduğunu bildiğinden haberi yoktu.
Onun için ayrı bir planı vardı.
Ne ektiyse onu biçtirecekti.
Gece olmasını bekliyordu.
Banyodaki işlerini bitirip mutfağa geçti ve yemek masasına oturduktan sonra ' Fena acıkmışım anacığım, ellerine sağlık ' demeyi ihmal etmedi.
' Afiyet olsun oğlum '
' Eline sağluk hatun '
Kuzey, babasına pas vermeyen annesine kısa bir bakış attıktan sonra Ozan bakıp, başıyla hayırdır hareketi çekince Ozan ' Babam, annemin kötü emellerine dur dedi de ' diye açıkladı.
Zeliha Hanım ' Ozan! ' diye uyarı dolu bir seslenişte bulundu ama Kuzey merak ettiğinden ' Anamın kötü emelleri olmaz ' derken sesi şüphe doluydu çünkü nedense bu kötü emellerin kendisi ile ilgili olduğunu düşünüyordu.
' Hah hah hah saf çocuk ' diyen Ozan ' Kuyuya düştüğün zamanda aynı şeyi söyleyecek misin bakalım? ' diye devam etti.
' Kuyu? '