Biraz yandı mı buralar ne?
Not: kuzey için kullandığım resim temsili değildir. Sadece CÜSSEsi için attım :)Sıkıntıdan patlamak üzere olan Masalın kafasında elli tilki dönüyordu ama hiçbirinin kuyruğu birbirine değmiyordu. İki gün önce kollarında olduğu adam, sabah olunca puf diye ortadan kaybolmuştu. Kendisini uyandırma zahmetinde bulunduktan hemen sonra ' Ben duştan çıkana kadar kaybol buradan ' diye böğürmüş ve sırra kadem basmıştı.
Ne karargâhta görmüştü ne de bir haber almıştı.
Bu çok sinir bozucuydu.
O öküzde çok sinir bozucuydu.
Kantinde Buse ile otururken bir yandan ayağını sallıyor diğer yandan da bir yere odaklanmış tırnaklarını kemiriyordu.
Buse ' Masal, şu ayağını sallamayı keser misin artık? '
' Hayır '
' O zaman ben dışarıya çıkıyorum, haberin olsun '
' Çık, tamam '
Buse, Masalın halini az çok anlamıştı ama sormamayı tercih etti zira, okuldayken bu hallerine birçok kez tanıklık etmişti ve kafaya kimi taktığını biliyordu. Bu işe karışmak istemiyordu.
Masal, derin bir nefes alıp verdikten sonra ' Sikerim böyle işi ' diye öfkeyle mırıldanıp ' Nerede sürttüğünü öğrenmem gerek ' diye aynı öfke ile ekledi.
Aynı sıralarda gerçek anlamda sürünen Kuzey'in aklında da aynı soru vardı ama o, cevabı biliyordu. Tim için özel eğitimler son surat devam ediyordu. Nitekim son iki gündür eğitim alanında canları çıkıyordu. Nihayet biten eğitim ile evinin yolunu tutmuştu.
Evine gitmesi gerekiyordu.
Peki ne bok yemeye karargâh girişindeydi?
Sikerim diye mırıldandıktan sonra vitesi R'ye atıp geri çıkacakken, arkasında duran Paşa'nın makam aracını görünce mecburen içeriye girmek zorunda kaldı.
Aracını park ettikten sonra genel merkeze doğru yürümeye başladı. Yol boyunca selam veren askerlerin selamını alarak ilerledi. Odasına girdiğinde koca bedenini yatağa bıraktı.
Ahh! İki gün önce o lanet kızıl cadı ile bu yataktaydı.
Flashback
Masal, uyumadığına emin olduğu adamın üzerine doğru bacağını attığında, göbeğinin üzerindeki iri el olması gereken yere sıkıştı. Masal, içinden pis pis sırıtıp dışından inledi. Kuzey ise kayaya dönen erkekliğinin üzerindeki bacak ile deliye döndü.
Tehlikeliydi.
Onunla bu şekilde olmak tehlikeliydi
Ama,
Şimdi kalkarsa, kızıl cadı kazanırdı.
Buna müsaade edemezdi.
O sebeple kolları sıvayan Kuzey, bir homurtu çıkartarak boştaki eliyle kızıl cadının kalçasını avuçladı. Ahh! Çok sıkı! Sikeyim! Sikeyim! Sikeyim!
Masal, kalçasını saran kocaman el ile iyice keyiflenerek yayıldı. Şimdi neredeyse onun üzerindeydi. Tek elini adamın karnına sarmış bir şekilde on saniye kadar kaldı ve ardından adamın bedeninden aşağıya doğru ilerledi. Hedefine ulaşınca durmadı biraz daha devam etti.
Kuzey ise kadının uyanık olduğunu biliyordu.
Ve bir şey yapmıyordu.
Lanet olsun neden bir şey yapmıyordu ki?