I Became the Master of the Villain-악역의 주인님이 되었다[NOVEL ÇEVİRİ]

23

Başarısızlık: Olivia'yı öldürme görevi.

Hunter'ın haberini duyan Veliaht Prens Harrison acı bir şekilde kıkırdadı.

"Görev başarısız……"?"

Eğlenceli bile olmayan sinir bozucu bir şakanın ortasında olduğumu hissediyorum.

Başarısızlık mı? En başta bile bu olasılığı hayal bile edemezdim.

Dük'ün eskortunu halletmek için iki kişi yeterliydi.

Durum böyle olmalıydı.

Onun yargısı asla yanlış olmadı.

Senden bir şövalye ya da büyücü bile olmayan sıradan bir insanı öldürmeni istedim.

Bu kadar kolay bir işin üstesinden bile gelemezsin. Hizmetkarlarım ne kadar işe yaramaz?

"Ha…."

Veliaht prens Harrison alnını ovuşturarak içini çekti.

Bir anlık sessizliğin ardından masanın üzerindeki heykeli tuttu.

Sıkıcı bir gürültü oldu. Avcı'nın önündeki alnından kan aktı.

Saf beyaz mermer zemine kırmızı lekeler bırakarak kan damlacıkları düştü.

Hunter'ın başının üstünde bir aşağılama sesi lanetlendi.

"Sen işe yaramazsın ……."

Yüzünden akan kanı silme düşüncesi olmadan, Hunter sessizce suçu üstlendi.

Olivia Ashford'u öldür.

Bu, Hunter'ın aldığı bir emirdi.

Ve emredildiği gibi Dük'ün eşlik eden şövalyelerini katletmişti.

Sonuncusu biraz can sıkıcıydı ama sonunda şövalye rakibi olamazdı. [E.n: Sir Hans'tan bahsediyor]

Kılıcı doğrudan refakatçinin göğsüne savurur savurmaz, gecenin kaybolduğunu halüsinasyon gördüğünü sandı.

Hunter başını kaldırdı ve gece gökyüzünde kocaman bir ışık sütununun kırıldığını gördü.

Kaçan Prenses Ashford'un yönü buydu. Hunter, alışılmadık bir şey olduğuna dair sezgisinin ardından doğruca ona yöneldi.

Sonra inanılmaz bir manzaraya tanık oldu.

—Kyyaahhhhhhh!

Cehennemden gelen bir cehennem büyücüyü yutuyordu.

Bütün alanı yakmış gibi görünen şiddetli bir alev bir adamdan geliyordu.

Prenses Ashford'un kölesi.

Sıradan bir insandı.

Nasıl olur…….

Avcı'nın zihni kaos içindeyken, İmparatorluk şövalyeleri toplandı.

Şövalyeler ve gümüş saçlı adam karşı karşıya gelirken öldüğünü düşünen prenses gözlerini açtı.

Kısa süre sonra, gümüş saçlı adam aniden prensesi tutarak oradan kayboldu.

"Mazeret uyduracaksanız, en azından mantıklı gelmelidir."

Harrison, açıkladığı gibi kızgınlığını bastırdı.

Olivia'nın kölesi bir büyücü müydü? Saçma!"

"İnanmayabilirsiniz, ama …… bu doğru. Gray'i kendi gözlerimle yaktığını gördüm. "