I Became the Master of the Villain-악역의 주인님이 되었다[NOVEL ÇEVİRİ]

31. bölüm

Ancak Kian, bir krallık inşa etmek gibi can sıkıcı bir şey yapmak niyetinde değildi.

Manasını mühürleyen ve intikamını alan kişiyi bulsa ne yapardı?

Ayrıca kral olduğunda başka bir zorluk daha vardı.

Olivia, Ashford Dükü olacaktı. Ama bir ülkenin kralı olursa, ona nasıl itiraf edebilir? Kraliçe olmaktan memnun olmayabilir veya istekli olmayabilir.

- Üzgünüm, Kian. Kalbinize minnettarım ama Ashford Düklüğü'nün sorumluluğunu üstlenmek zorundayım.

Kian için sadece hayal etmek bile acı veriyordu. Aniden Aaro'un önerisini hatırladı.

'Her şeyden önce, bir unvan almam gerekecek.'

En yüksek rütbeli büyücü olduğu sürece, unvanının olmaması önemli değildi.

Yine de, Olivia'nın yanında dururken düzgün bir unvana sahip olmak daha iyi olurdu. Yanında dururken perişan görünmemeli.

Kian içki bardağını boşalttı. Boğazını sebepsiz yere yakan susuzluk çoktan ortadan kaybolmuştu.

Düşüncelerini organize eden Kian ayağa kalkmaya çalıştığında Nicholas pişmanlıkla onu yakaladı.

"Çok içmedin bile. Zaten gidiyor musun?"

"......."

Kian cevap vermek yerine önlerindeki boş bardaklara baktı.

Çok içmediğini söylemek biraz abartı olurdu.

Belki de Nicholas'ın standartlarına göre karaciğeri notu almamıştır.

"Orta derecede içmek sağlığınız için iyidir."

"Endişeniz için teşekkürler, ama karaciğerim çok sağlıklı. On üzerinden on. Doktorların hepsi böyle söylüyor."

"Muhtemelen şimdi genç olduğun içindir," diyecekti ama Kian hafifçe başını salladı.

Onun uyarısı sağır kulaklara düşecekti.

Nicholas bir şey hatırlayarak pipo kancasını ağzından çıkardı.

"Oh evet! Bunu neredeyse unutuyordum."

Sonra elini ceketinin iç cebine soktu.

Bir şey çıkardı ve verdi.

Bir el büyüklüğünde lüks bir deri çantaydı.

"Bu ne?"

Kian sorduğunda, Nicholas puslu sigara dumanını üfledi ve yanıtladı,

"Bu benim sana hediyem."

Kian inanamamıştı. Bir hediye? Ve birdenbire? Niye ya?

Kian, deri çantaya bağlı olan ipi çözdü.

Kian'ın gözleri içeride ne olduğunu görünce biraz daha büyüdü.

Bu bir çekti. Üzerinde oldukça büyük bir miktar vardı.

"Bu, yardımın karşılığında."

Nicholas karanlık ve beceriksizce güldü.

"Resimlerime model olduğun için teşekkür ederim."

İnanılmaz bir şekilde, Nicholas utandı.

Böyle bir şeyi teslim etmek sinir bozucu görünüyordu.

Kian çeki deri çantaya geri koydu.

"Yürekten teşekkürlerinizi kabul edeceğim."

Beklenmedik cevap karşısında Nicholas'ın gözleri biraz daha büyüdü. Merakla sordu.

"Hayır neden? yük altında mı hissediyorsun?"

"Tam olarak değil. Zaten çok param var."

Dünyanın her yerinden Kian'ı eve götürmeye gelen insanlar eli boş gelmedi.

Tercihini almak için ellerinden geleni yaptılar.

Kian onları seçmemiş olsa bile, ona karşı iyi niyet ifade etmekte yanlış bir şey yoktu.

O istemedi ama üzerine rüşvet yağdı. Sonuç olarak, Kian beklenmedik bir şekilde zengin oldu.

"Bana ne borçlu olduğunu aklımda tutacağım, o yüzden bana daha sonra başka bir şeyle geri öde."

Kian çeki Nicholas'a geri verdi ve dedi ki,

"Bu parayı senin için iyi olan iyi şeylere harca."

Sonra Kian ayağa kalktı. Nicholas sırıttı ve sigarasını ısırdı.

Sonra soğuk bir rüzgar çarpmış gibi homurdandı.

"Ah, beni terk ettin, ben de yeni bir içki arkadaşı bulacağım."

Nicholas çubuğu tarayarak ekledi.

"Celine Claudel sonunda bir tanıdık, bu yüzden onunla konuşmaya gideceğim."

Nicholas'ın dediği gibi, sarışın aktris hala bardaydı.

Bir gün sanatçıların partisinde gördüğü bir sanatçıyla yüzünde bir gülümsemeyle içiyordu.

"Ondan da bir model olmasını isteyecek misin?"

Kian sorduğunda Nicholas sırıttı ve alay etti,

"Aman, Kian. Kıskanç mısın?"

"Sen deli misin?"

Kian sanki saçma sapan şeyler duymuş gibi kaşlarını çattı.

Nicholas ona göz kırptı.

"Merak etme sen hayatımda gördüğüm en güzel insansın. Sen her zaman benim bir numaralı önceliğimsin."

"......."

Kian sebepsiz yere sorduğuna pişman oldu.

* * *

Kian sokağa çıktı. Sokak lambaları birer birer titreyerek karanlığı aydınlatıyordu.

Işınlanma ile bir anda dük konağına gidebilirdi ama ayılmak istediği için biraz yürümeye karar verdi.

Hafif sulu kokuyu taşıyan güçlü bir rüzgar nehrin üzerinde esti ve gümüşi saçlarını dağıttı.

Soğuk bir rüzgar sayesinde, biraz ayıldı.

Biraz daha yürüdü. Bir süre sonra caddenin karşısında bir dükkan gördü.

"Yine de para harcayacak yerler var."

Kian uzaklaştı.

* * *