🎊 Bayram sürprizi! 🎊
Sevdiklerimize kavuşabildiğimiz sağlıklı, mutlu, huzur dolu bayramları görebilmek dileğiyle 😇
Keyifli okumalar!
Bardakları göz hizasına göre sıraya koyup bir kez daha yamukluk, çıkıntılık var mı diye kontrol ettim. Valla bu sefer de yamuk duran, çıkıntılık yapan, düzene karşı çıkan bir bardak daha görürsem direkt şırank diye fırlatacağım. Aynur ablam nasıl bundan zevk alabiliyor anlamıyorum. Sağ kaşım seğiriyor, sol elim titriyor artık! Hayır yani o kadar selvi boylu varken, neden ben göğe merdiven dayayıp Miraykoların kahve yanı misafir su bardaklarını mutfak dolaplarına yerleştiriyorum. Neden?!
Yalnız şöyle de bir gerçek var; bardakları en- boy sırasına göre dizmek, beynini hat safhada meşgul ettiğinden düşünmek istemediğin durumları ve şahısları düşünemiyorsun. Evin de temizlenip düzenleniyor, beyninde de 3'ncü dünya savaşı çıkmamış oluyor. Bi' dakika. Aynur ablam başka şeyleri kafaya takmamak için kafayı temizlikle ve düzenle bu yüzden mi bozdu yani? Oha, çok ciddi bir sosyal problemin içinde buldum kendimi. Allah Allah...
Dur şimdi, sosyal problemlere girersem hiç çıkamam. Konumuz bardakların boyutları ve milimetrik hizaları. Evet, bana iyi geldi. Yoksa aklım hala geçen gün ki sürpriz doğum gününde kalırdı... O fotoğraflara 1512'nci kez daha bakmak isteyecektim... Sonra Kou'nun makaleyle ilgili sorular sorduğu ses kayıtlarını da dinleyecektim... Tabi iyice efkarlandığımdan bir de çukulataya düşecektim... Sonra yine başa sarıp; mutluluk ve ıstırap dolu kısır döngüme geri dönecektim...
Topla kendini kızım! Allahtan iyi geldi dedik yani!
Evet ya... Yine kaptırıyordum kendimi. Hayır bi' de hediyesiz gittik, hiç olacak iş mi?
"Aylin Abla~"
Sena'nın seslenmesiyle az kalsın çok değerli kahve yanı su bardağını elimden düşürüyordum.
Elimdeki bardağı düşürmeden hızlıca yerine koyarken "Niye bağırıyorsun Senakoviç!" dedim.
"Bağırmadım ki Aylin Abla..."
Ona döndüğümde elinde lokum kutusu ve lokumla dolu şiş yanaklarıyla beni izlediğini gördüm.
"Ablişkonun çok değerli kahve yanı misafir su bardakları kırılsaydı ne yapardık şekerim?"Kıpkırmızı suratıyla ağzındaki lokumları hızlıca yutuverdi.
"Haklısın. Üst kattaki ihtiyar heyeti balkon camları faciasından sonra bir de bunu kaldıramaz. Düğünü falan iptal etmemiz gerekir. Sonra ablam evlenemedim diye bunalımlara girer, Alper Abi de ablam bunalıma girdi diye o da bunalıma girer-""Dur kızım, bi' nefes al!" dedim gülerek.
"Nefes mefes alamam Aylin Abla," Bir lokum daha yuvarladı bu arada. "Ablam alsın nefesi, annem alsın. Bizi de salsınlar artık."
"Sakin ol bebeğim, bak bütün bardaklar sağlam."
"Ama balkon pencereleri ahşap rengi olmuş, beyaz olmamış?! Bence hala büyük tehlike devam ediyor..."
"Bence Fatoş'u buraya alalım, anında unutur pencereleri."
"Bence annemi boğazına kadar toprağa gömelim, ancak siniri geçer."
"Deli misin kızım? Anneni gömüverdin hemen."
"O sinirlerinden kurtulmazsa ben sinir krizi geçireceğim artık. Tuğçe Hanım da işe gidiyor, yok ortalarda... Herkesin stres topu ben oluyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kintsugi
RomansaKusurları güzelleştiren Japon yaşam felsefesi Wabi-Sabi'ye dayanan, kırık parçaların altın tozuyla birleştirilerek onarılması sanatına Kintsugi denir. Hayal kırıklıkları, yenilen kazıklar, kıymet bilmeyen arkadaşlar, bencil ve acımasız yakınlar, ka...