İçinde kek fanusunun bulunduğu büyük çantayı düşürmemeye özen göstererek üşüyen omuzlarımı tamamen kapatacak şekilde yıldızlı sanat eseri şalıma tekrar büründüm.
Saat tam 7'e bile gelmemişken ben üniversite yoluna düşmüştüm. Şimdi biri beni görse iş aşkıyla yanıp tutuştuğumu düşünür. Alakası yok, ev bastı beni. Aslında tatlış evimde de sorun yok, evim her zamanki gibi. Gevezeye bağlayan iç sesimde sorun var, dünden beri bana itinayla vicdan azabı çektirmeye devam ediyor.
Normalde, tam da şu anda ıhlamur ağaçlarını, gökyüzündeki renkleri, parıldayan güneşi, hatta köpek kovalama ihtimalini falan düşünmem gerekiyordu. Ama vicdan azabım susmuyor. En başından beri sırf benden hoşlanmıyor diye onu kötü biri ilan etmiştim. İnsanların iyiliğini ve ya kötülüğünü belirleyen kıstas benden hoşlanıp hoşlanmamaları mı yani... Ne kadar saçma.
Hoşlanmadığını söyledi ama bir saygısızlık yapmadı, aksine hep kibar ve anlayışlı davrandı. Ben ne yaptım, ilk iş olarak onu ruhsuz bir robot ilan ettim. Neye göre ruhsuz, neye göre robot?
Ayrıca ne robotu Allah aşkına... Gayet normal biri gibi duruyor, robot değil en azından. Hem şunu da aklının bir köşesine yaz Aylin, bir insan robotlaşmışsa bile zevkten dört köşeyken robot olmamıştır. Vardır bir sebebi, unutma bunu. Laps diye etiketi basıp geçme.
En yakın arkadaşı bile onun adına hala üzülüyor, kim bilir neler yaşadı ama ben öylece robot diyip geçtim. Hem beni sevince ona ruh mu üfleniyor sanki, tövbe estağfurullah. Kendimi mi beğenmişim ben?
Beni görünce yüzü gülenleri de gördük! Sadece gülmeye odaklanıp başka hiç bir şeye karışmayanları, önemsemeyenleri... Kişisel gelişimimde şunu aşmalıyım artık, herkes beni sevmek zorunda değil. Empati ve şefkatimi doğru yerde ve doğru zamanda kullanmalıyım. Sevgiden önce karşılıklı saygıyı aramalıyım. Böyle de kamu spotu gibi oldum, hehhe. Büyümek böyle bir şey herhalde.
Tamam, pek sevgili vicdan azabım. Dünden beri benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadın, ince ince kemirdin. Seni rahatlatmak için bir şeyler yapacağım elbette. Mesela bu çikolatalı keki senin rahatlaman için yaptım. Biraz orantısız kabardı ama olsun, o kadar çikolatayı bastıktan sonra kabarmasını bile beklemiyordum. Evet, bu çukulatalı keki Kou'ya ikram ederken içimden gizlice ondan özür dilemiş olacağım. Sadece özür de değil, eskisi gibi önyargılı da davranmayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kintsugi
Storie d'amoreKusurları güzelleştiren Japon yaşam felsefesi Wabi-Sabi'ye dayanan, kırık parçaların altın tozuyla birleştirilerek onarılması sanatına Kintsugi denir. Hayal kırıklıkları, yenilen kazıklar, kıymet bilmeyen arkadaşlar, bencil ve acımasız yakınlar, ka...