Bir günde üç bölüm yazdım size bir alkışınızı alırım.Bunu da düzenlemeden atıyom affedin.
Ablamla barışmamızın ve hayatımı bir nebzede olsa yoluna koymamın üzerinden yaklaşık olarak iki hafta geçmişti. Her geçen gün alıştığım bu yeni yere artık daha bir uyum sağlayabiliyordum. Hange ve ablam yanımda olamasa da kendi kendime her şeyi halleder olmuştum. Ablam iş için fabrikalarla ilgileniyor Hange ise keşif birliği ile birlikte surların dışına Marley'e gitmişlerdi. Aslında bana söylemeyeceklerdi fakat kulak misafiri olduğum için Erwin'le beraber mecburen anlatmıştı. Kimseye söylemek gibi bir niyetim asla yoktu ancak yinede ne olur ne olmaz gerildiklerini görebiliyordum. Aslında keşke duymasaymışım diyorum çünkü bir şey olursa benim başıma patlayabilirdi.
Elimle yüzüme bir su çarpıttım ve valizlerimi toplamamdan önce bugün için ayırdığım kıyafetleri üzerime geçirdim. İki haftalık aksaklıklarla ve gecikmelerle dolu olan taşınma işimi sonunda halledebilmiştim. Artık tüm bu yorgunluklara alışabildiğim için midir nedir kendimi çok dinç hissediyordum. Hızlı şekilde giydiğim çizgili gömlekle son bi kaç eşyamı koyduğum sırt çantamıda sol koluma asıp dışarı çıktım.
(Bu tarz bir şey işte)
Aldığım ev merkezin daha dışında bir yerde olduğu için muhtemelen birde at almak zorunda kalacaktım ancak şuanlık acelem yoktu ve yürüyerekte gidebilirdim. Zaten hava epeyce güneşli, hatta sıcacıktı.
Son günlerde açan havayla ve yolunda giden hayatımla içimde çiçekler açıyormuş gibiydi ancak bir yanım sürekli buruktu. Nedenini başta pek anlayamasamda sonralarda dank etmişti ki ben burada edindiğim o bir kaç arkadaşıma gerçekten de bağlanmıştım. Özellikle Hange'nin yokluğu sürekli beni dürter olmuştu şimdi o olsa ne güzel olurdu diye düşüne düşüne. Ama asıl garip olan sanırım Levi'ı da merak etmiş olmamdı. Hatta haddinden çok merak etmiştim olmam. Onunla aramızda ne vardı bilmiyorum ama son zamanlarda sürekli onu düşünürken bulmuştum kendimi. Sanki bir yerden çıkıp gelecek 'bana niye çay demlemedin lan' diyecekti. Tamam belki 'lan' demezdi ama kesinlikle hesap soracaktı.
Eski neşeli ve sakin günlerime dönmenin mutluluğuyla merdivenleri üçer üçer indim. "Oi, çok neşelisin bakıyorumda."
Kafamı sesin geldiği yine kaldırdım direk. "Hange!" Bu kadar özlemem normal mi?
Çantamın yere düşmesini umursamayarak henüz attından yeni inen kızın üzerine atladım ve onunla birlikte yere yapıştım. Kollarım boynundayken onu boğabilecek olmak umrumda bile değildi. Sonuçta devleri bile savurabilen bir insandı. Beni çok rahat hallederdi.
"Geldiğinize inanamıyorum, sıkıntıdan patlayacağım sandım."
Kafamdan tutup geri ittirdi ve "Demek bu yüzden bu kadar mutlu oldun." dedi atarlı şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|
FanfictionO, kanla dans eden lanet olası bir temizlik hastası bücürdü. Bense pasaklı hiperaktif bir deli. Bu savaşı kim kazanır bilmiyordum ama onunla verdiğim savaştan haberi olduğunu hiç sanmıyorum. ● OKUYUCU OLARAK DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ ● EDEBİ BİR YANI YOK...