İthaf edildi: sulesener7
Yorumlarda yatıp bölüm bekleyen bu dünyanın en güzel okurlarının mutlu olması için erkenden atıyorum!
Boynumda varlığını sızım sızım sızlayarak hissettiren ağrıyla açılmamak için direnen göz kapaklarını araladım. Her yerim tutulmuş, bilincim kapanmıştı. Kendime gelmek için en az beş on dakika boyunca beklemek zorunda kalmıştım.
Elimi başıma götürüp sıktım. En son ablamın yanına gidiyordum ve biri tarafından engellenmiştim. Bir kaç kez uyandığımı da hatırlıyorum fakat her seferinde vücudumdaki ağrıya yenik düşüp tekrar tekrar bayılmıştım. Yaklaşık dört beş kişi olduklarını hatırlıyordum. Ölmemem gerktiğini söyleyip zorla ağzıma bir şeyler tıktıklarını. Peki kimdi bunlar, ben neden hiç karşı koyamamıştım? Bu, ne kadar güçsüz olduğumun yeniden yüzüme vurulmasını sağlıyordu. Kendimden iğreniyordum, savunmasız; güçsüz, baş belası ve işe yaramazın tekiydim. Etrafımdaki insanları endişelendirmekten başka işe yaramıyordum.
Kulübe olduğunu tahmin ettiğim yerin soğuk zemininde cenin pozisyonu aldım ve bağlı kollarımı göğsüme çektim. Sinir krizinden gözyaşlarımı tutamazken aynı anda da bağırarak söylenmeye başladım. "Kimsin lan orospu çocuğu? Kimsin de beni kaçırıyorsun? Senin kafanı şişirip olmayan beynini uyuşturmazsam şerefsizim. Duyduğunu biliyorum göt veren." Pis ağzımı kapama gereği duymadan hem Türkçe hem Japonca konuşuyor sesimi bir gram bile azaltmıyordum.
Tam karşımdaki kapı kırılırcasına sert bir şekilde açılırken zaferle sırıttım. "Çok mu gürültülüydüm, ah çok üzgünüm ama üzgün değilim?" Dedim ve ukalaca davrandım.
"Oo küçük hanım sonunda uyanmış. Ne kadarda uykucu çıktın sen öyle." Kapıyı arkasından açık bırakıp tepemde dikildi. "Ayrıca son gülen iyi güler diyeceğimde şuan kaçırılan sensin, ne bu nerden geldiği belli olmayan havaların?" Türkçe bir şekilde konuştuğunu işittiğimde bu işin içinde babamın bir parmağı olduğunu düşünmüştüm direk fakat söylediklerinden sonra babamın değil yediği haltlar yüzünden kaçırıldığımı anlamıştım. "Bakalım baban annen gibi senide görmezden gelebilecek mi?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
Yavaşça tek dizinin üzerine çöktü. "Doğru, sen; babanın ne kadar gözü kara olduğunu bilmezsin. Saklamıştır sizden o yönünü, gelip annenizi para için feda ettim diyecek hali yoktu ya. Bakalım seni de kurtarmak adına bir şey yapmayıp öylece feda edecek mi?" Elini çeneme dayayıp yüzümü yüzüne kaldırdı. Tam ağzının ortasına tükürmemle kısa bir süre kafasını çevirmiş ve öylece beklemişti.
Yüzüme döndüğünde korkunç bir ifadeyle sırıtmış tam kulağımın üzerinden başımı epeyce sarsarak bir tokat atmıştı. "Sanırım babanın seni kurtarmak için gelmesini beklemeyeceğim." Kulağımın zarını patlattığı için yarım yamalak duyuyordum ama ne dediğini anlayabilmiştim.
Boynumdan tutup kendine çekerken tişörtümün önünüde yırtmıştı pezevenk. "Siktir git orospu çocuğu." Ayağımı kaldırıp gelişi güzel üzerine salladım yerdeyken fakat zincirler yüzünden çok hareket edememiş beni yakalamıştı.
Ayak bileğimi sıkarak kendine çekti. "Buradan başlayalım o zaman." O iğrenç dudaklarının bacağıma yaklaştığı her saniye korkudan titrerken çığlığımı da eksik etmedim. "Burada seni kimse bulamaz, boşuna bağırma sevgili babacığın gelmeyecek." Tabii ki de onu dinleyecek değildim. Zaten zor çıkan sesimle çığlık atmaya devam ettim. Ayağımı daha sıkı kavrayıp kaldırdı. İstemiyorum, o iğrenç herifin pis dudaklarını pis ellerini vücudumun hiç bir yerinde istemiyorum. Lânet olsun, Allah'ın belaları. Sizin gibi şerefsizler yüzünden hayatımızdan olmak zorunda mıyız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|
FanficO, kanla dans eden lanet olası bir temizlik hastası bücürdü. Bense pasaklı hiperaktif bir deli. Bu savaşı kim kazanır bilmiyordum ama onunla verdiğim savaştan haberi olduğunu hiç sanmıyorum. ● OKUYUCU OLARAK DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ ● EDEBİ BİR YANI YOK...