Bölüme başlamadan bir şey diycem, bu güne kadar Beril'e çok kızdık ama eğer onun karakteri böyle olmasaydı Levi ile olma ihtimalleri olmazdı. O böyle çünkü ben sadece gerçekçi bir kitap yazmaya çalışıyorum. Ayrıca diğer kitaplarda gördüğüm kadarıyla çok tutarlı bir seçim yaptığımı düşünüyorum. Evet normalde kızımızın bazı hareketleri cringe olabilir ama kızın davranış şekliyle bunların hepsini örtebiliyor. Yanı aslında doğal bir tatlılık katıyor yaptığı şeylere. Ve ne kadar uyuz olursa olsun herkes tarafindan bu hareketleri artık normal karşılanıyor. Umarım karakterimizin neden böyle olduğunu anlamışsınızdır.
Hem sanıyor musunuz ki Levi gelipte seni seviyorum diyip dudaklarınıza yapışacak? Asla.
"Ne!"
Sasha'nın cırlamasıyla kulaklarımı tıkadım yüzüm buruşurken. "N'apıyorsun ya?" Dedim ve Türkçe bir şekilde ekledim. "Kulağımın iflahı sikildi be."
"Küfür etmeyi kes artık. Çocukta senden görüp küfretmetye alışacak sonra."
Ellerimi kulaklarımdan çekip yanımdaki adama döndüm ve ondan taraftaki ellimin tırnağını masanın altından bacağına saplarken dişlerimin arasından tısladım. "Anlamını öğrendiğin tek kelime bu herhalde."
"Tch, Velet..."
Meydan okurcasına gözlerine bakmaya devam ettim 'ee' dercesine. "Bir şey mi diyecektin? Duyamadım."
İnsanların içinde bir şey yapamayacağını gayet iyi biliyordu. "Yok, demeyecektim bir şey." Diyip bıkkınca ayaklandı. Bende arkasindan fırlarken geride bıraktığım şaşkın insanlara dönüp el salladım.
"Kusura bakmayın millet, trip yiyorum galiba gidip gönlünü alayım." Hepsinin suratında oluşan gülümsemeyi görebiliyordum. Ee, koskoca Levi kaptanlarını alt eden bir kadın vardı artık hayatlarında. "Levi, ya beklesene hamile kadın koşturulur mu öyle arkadan?" Dedim merdivenin başından, arkasını dönmüş giden adama yetişmeye çalışırken. Adımları bir anda olduğu yerde dururken dibinde bitmiştim. Derin nefesler alıp verirken hafifçe eğilip elimle karnıma tutundum. "Of, yoruldum."
"Taşıyacak mıyım seni?"
Direk diklendim ve kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "O kadarına da gerek yok henüz."
"Henüz?" Derken yavaş yavaş gecenin karanlığında boş sokakta ilerlemeye başladık.
"Pardon, sen ne sanıyorsun Levi? Biz bu çocuğu dünyaya getirmeye karar verirken neler olacağını bilmiyor muydun? Karnım kocaman olacak mesela, rahat rahat uyuyamayacağım, sancılarım olacak sürekli, hormonlarımın dengesi bozulacak, duygularım karman çorman olacak. Ki muhtemelen şuanda da öyle. Babamı filan geçtim bu dönem zaten yeterince zorlu, yeraltınada şimdiden gitmek istedim ki o kötü zamanlara girmeden dışarıyla işimi halledeyim." Söylene söylene ilerlerken arada bir onun ifadesiz yüzüne bakıyordum arada birse ayağıma gelen taşları etrafa savuruyordum.
"Bunları bilmiyor olabilirim ama hepsinde senin yanında olacağım."
Kışa bir süre durgun yüzünde gezen gözlerimi önüme çektim. "Levi."
"Ne?"
"Ne yapmayı planlıyorsun?"
Başını bana çevirdiğini ve ciddiyetle yüzüme baktığını hissettim. Ondan tarafa dönmek istesemde kafamı bir türlü çevirememiştim o tarafa. "Bunu sorarken neyi kastettin anlamadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|
FanficO, kanla dans eden lanet olası bir temizlik hastası bücürdü. Bense pasaklı hiperaktif bir deli. Bu savaşı kim kazanır bilmiyordum ama onunla verdiğim savaştan haberi olduğunu hiç sanmıyorum. ● OKUYUCU OLARAK DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ ● EDEBİ BİR YANI YOK...