İthaf edildi: lavwly
"Oi velet, pis pis mi gireceksin yatağa?" Duymazdan gelip gözlerimi sıktım uyuyabilmek adına. "Beril!" Sesindeki emreden ve kızgın tonu duymamak elde değildi.
"Ne var ya bir salmadın?"
"Cidden beni o pis yatağa soktuğuna inanamıyorum."
Bir anda olduğum yerde zıplarken ona doğru dönmeye çalıştım. Dürümüm yüzünden sıkışırken yorgandan kurtulmak adına çırpına çırpına bağırdım. "Ne dedin sen? Ben zaten çok uzun zamandır buraya gelemediğim için pislenmiştir diye takmadım yatarken. Yarın yıkayacağım, pis felan değilim ben."
"Hıhı değilsin. Sümüklü velet." Eline aldığı iki parça ve yorganla merdivene ilerledi. Üzerimdeki yorgandan sonunda kurtuldum derken peşinden koşturdum fakat takılan ayağımla daha yataktan inemeden yere kapaklanmıştım. Onun duyamayacağı bir ses tonuyla iki yanımdaki ellerimi yere vurarak söylendim. "Neden, neden bu kadar şanssız, bahtsız ve sakarım. Allah'ım neden? Seni sorgulamıyorum yüce rabbim, sadece merak ediyorum beni neden böyle yarattın? Yoksa sen şans dağıtırken ben ekmek sırası mı bekliyordum?"
Yavaş yavaş yerden kalktıktan sonra mumları söndürme girişiminde bile bulunmadan yatağa fırlattım bedenimi. O kadar yorulmuştum ki hiç bir şeyi takacak halim yoktu. Kalkıp bir daha yorganın altına girmeye üşendiğimden öbür köşesinden tutup üzerime çektim. Çektim ancak bir anda gelen kusma isteğiyle birlikte yerimde fırlayıp lavaboya koşturdum paldır küldür.
İçimde ne var ne yok çıkardığım sıra kapının tıklama sesini duymuştum. "Ne var, git başımdan iyiyim ben?"
"Emin misin?"
"Eminim git lütfen."
Duyduğum adım seslerinden gittiğini anlayabiliyordum. İyi yine benim aksime anlayışlı davranıp gitmişti. Onun beni böyle görmesini hiç bir zaman istemiyordum. Zaten temizlik hastası adamdı. Beni birde böyle görse muhtemelen çocuğu filan umursamaz basar giderdi.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya gidip normal halimin aksine sadece bir kaç saniyede uyuyakaldım. Artık ne kadar ğırz etmişsem.
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
Yemekhaneye geldikten sonra Hange'nin kolundan çıkıp beni zorla oturtturmak için boş bıraktıkları Levi'ın yanındaki sandalyeye oturdum. Sabah normal bir şekilde kahvaltı yapmış pek fazla konuşmadan ama tartışmayı eksik etmeden şehre gelmiştik. Kimseye görünmeden ayrılmayı başarsakta eninde sonunda herkesin gözünün önündeydik. Çoktan akşam yemeği olmuş, sabahtan beri kitabımı yazmaktan ve çıktılarını basmaktan ağrıyan belimle zorla yemek yemeye davet edilmiştim.
Sadece bizim masamızda oluşan sessizliğe aldırmadan umursmazca yemeye başladım. "Ne duruyorsunuz, yesenize? Ben yemek yemiyorum diye çağırdınız kendiniz boş boş oturuyorsunuz."
'İnsan az biraz çekinir değil mi? Hayatında ilk kez sevgilinle aynı masaya oturmuşsun, doğru düzgün edindiğin bir kaç arkadaşınla yemek yiyorsun. Ama tavırlar gene aynı.'
Napayım abi, hem ben utangaçlık etsem bu işleri daha da zorlaştıracaktı biliyordum. Levi her ne kadar belli etmesede gergindi ve muhtemelen hayati boyunca böyle bir durumda kalmayacağını düşünüyordu. Her zaman yoluna taş atsamda bu sefer isler ciddiydi ve Levi beni korumak isterken en azından onu rahatlatabilmeliydim.
"Afiyet olsun o zaman." Diyen Hange'yle herkesin bakışları yemeğine dönmüştü. Tabiiki de Levi buradayken patavatsızca konuşup dalga geçemezlerdi. Yoksa biliyorlardı ki yemekhane öperdi ellerinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|
FanfictionO, kanla dans eden lanet olası bir temizlik hastası bücürdü. Bense pasaklı hiperaktif bir deli. Bu savaşı kim kazanır bilmiyordum ama onunla verdiğim savaştan haberi olduğunu hiç sanmıyorum. ● OKUYUCU OLARAK DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ ● EDEBİ BİR YANI YOK...