BÖLÜM 15

1.6K 191 145
                                    

İthaf edildi: sanirimsensin

Düzenlemedim ve sizi üzmemek için oylar tamamlanmadan atıyorum.

"Abloooş, uyan bakalım sevgili kardeşin geldi." Ceketimi sandalyesine fırlatıp yatağının üzerine atladım o altımda kalacak şekilde.

"Ya Allah'ın bir günü boşum zaten izin verde uyuyayım." Yatağın altından gelen boğuk ve sinirli sesiyle gülümsedim. Önceden aynı şeyi hep o bana yaşatırdı. Biraz da sen çek değil mi ablacığım?

"İzin vermeyeceğim, kalksan iyi edersin. Kardeşin ta nerden gelmiş seni görmeye sen hala yatıyorsun."

"He ne demezsin uzaydan geliyordun zaten."

Yorganı kaldırıp kafasına bir şaplak attım. "Kalk lan, sen bana neler yapıyordun hatırlatayım mı sana? Hemde uygulamalı şekilde."

Bir anda dikilip beni yatağın kenarına düşürdü. Gözleri hala kapalıydı ve kamburu çıkmıştı. Şuan onda kendi aynamı görmüştüm. "Kafamdan aşağı su döndüğünde bende aynen böyle oluyordum işte. Allah'tan cani değilim ben senin gibi."

"Beril sana yalvarsamda mı gitmezsin?"

"Cık, keyfimin kahyası bugün sana taktı."

Gözlerini atlayıp ben farketmezken sert bir tokat geçirdi kafama. "Bunun öcünü almazsam şerefsizim. Sorsan büyüdü de ablasını azarlıyor."

O yataktan kalkarken bende kalktım ve gömleğimin kırışmaması için üzerimi toparlayıp sandalyeye oturdum. "Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum, bekle burada sen."

"Kaçacak değilim korkma." Dedim dalga geçercesine konuşup.

O gelene kadar oyalanmak için ellerimi ayaklarımın altına koydum. Levi onları düşünmüştü ve bana dolaylıda olsa değer verdiğini göstermişti. O söyledikten sonra ellerimi ısıtmak bile hazine olmuştu benim için. Çevresindekilere kulak asmayan ben, kendisinden istenen hiç bir şeyi sırf inat için yapmayan ben sırf o istedi diye kendi kendime iyi bakıyordum. Zamanımı sürekli beni düşünen insanlara söverek geçirirken Levi yeterki beni düşünsün diye bekliyordum.

Suratımdaki sırıtmayı kesmezken kendime bir tokat attım hafifçe. "Aptalsın." Sorsan aşık olmayacaktın, sevmeyecektin kimseyi. Şu hallerine bak onu düşününce bile çıldırıyorsun.

"Ne o suratının hali?" Kafamı çevirdim. Ablam yüzünü sildiği havluyu yatağın başına asmış kuşkuyla yanıma geliyordu.

"Bir şey yok, hem mutlu olmak suç mu?" Dedim kaçamak şekilde.

Yatağının ucuna, bana yakın olan tarafa oturup çatık kaşlarıyla yüzüme baktı. "Aptal mı var senin karşında, tanımıyor muyum ben seni? Halini gören herkes anlar sende bir şeylerin olduğunu."

O kadar belli oluyor muydu cidden?

Bende ciddeleşirken net bir şekilde sordum. "Ne ima ediyorsun?"

Biraz daha yüzüme eğildi şahin gözlerini gözlerime dikerken. Tepkini ölçeceğim bakışıydı bu, nerede görsem tanırım. "Dün ağlayarak masaya geliyorsun, hiç yoktan yere yüzbaşıya sataşıyorsun. Neyine güveniyorsan tabi? Sonra ona şarkı söyleyeceğini iddia ediyorsun ve dolu gözlerle anlamı çok büyük olan bir şarkı söylüyorsun. Akşam Levi kaçırıyor seni, üstüne sabah mutlu mutlu yanıma geliyorsun. Nereden bakarsam bakayım kapı hep Levi'a açılıyor." Derin bir nefes alıp duraksadıktan sonra ekledi. "O adamla arandaki ne Beril tam olarak?"

Tam da Defne'den beklenilen bir çıkarımdı. Sessiz sessiz köşede durur ve tüm olayı sakince kavrardı. Bu şekilde kaç iş adamının iflahını kurutmuştu Allah bilir.

Ablama bu saatten sonra yalan söylersem anlardı, bu yüzden gerçekleri saklamayacaktım. "Bilmiyorum ama çok çetrefilli bir ilişkimiz olduğu ortada. Bir bakıyorum kavga ediyoruz, bir bakıyorum anlaşıyoruz. Ne olacağı hakkında hiç bir fikrim yok."

Tek kaşını kaldırdı. "Başka anlatman gereken bir şey var mı?"

Kafamı iki yana salladım 'hayır' dercesine.

"Hım, peki neden öyle bir şarkı söyledin."

Gözlerimi devirip sandalyeye yasladım sırtımı ve kollarımı önümde birleştirdim. "Öylesine söylenmiş bir şeyi neden bu kadar abarttın, ben bile şüphe duyacağım neredeyse kendimden. Sürekli kavga ettiğim bir insana anlamlı bir şarkıyı ne diye söyledim acaba?"

Cevabımdan tatmin olmadığını çok rahat anlıyordum ama daha fazla sorgularsa saçma olacağını kendide biliyordu. "Öyle olsun ama gözüm üzerinde haberin olsun."

"Ne yapacaksın abla, babama mı ispikleyeceksin beni?" Dedim cidden kırılmış bir ses tonunda.

"Saçmalamaa." Derken gözbebeklerinin büyüdüğüne şahit olmuştum. Cidden söylemeyecek misin abla? İnanayım mı sana, kanayım mı yalanlarına. "Ayrıca, senin bana söylemen gereken bir şey olmayabilir ama ben sana bir şey anlatmak istiyorum. İçimde tuta tuta çürüyeceğim."

Merakla hem gözlerimi hemde kulaklarımı araladım. Ablam ilk kez ciddi ciddi bana kendini açmak istediğini söylüyordu. "Çok merak ettim söylesene."

"Babama ispiklemeyeceksin değil mi?" Diyip gülümsedi.

Kendimi tutamadan kahkaha atmaya başladım. "Söylede çatlatma adamı kızım."

Baş parmağındaki tırnağına kısa bir süre dişini takmıştı. Ablamı bu denli endişelendirebilen şeyi cidden merak ediyordum. "Ben sanırım bir bok yedim."

"Sen mi? Görsem inanmam." Ablam hata yapacak son insan bile değildi benim gözümde. Hele ki bok yemek, o en çok bana özgü bir şeydi.

"Dalga geçme ciddiyim. Hem söyleyeceğim ama sadece ikimiz bileceğiz."

Kafamı olumlu anlamda salladım. Kime söylecektim zaten.

"Ben galiba birinden hoşlanıyorum."

"Ne?" Çığlık atıp ablamın kucağına atladım ve yüzünü ellerimin arasına hapsedip yüzüne yanaştım. "Ateşin mi var, yo ateşin de yok. Kafanı felan bir yere mi çarptın yoksa?" Saçlarını kaldırıp alnına da baktım. "Kafanıda çarpmamışsın." Endişeyle gözlerine bakarken kafasını sarsmaya devam ettim. "Abla bir şey söyle ciddi misin sen?"

Ellerimi kapıp iki yanıma indirdi. O kadar heycanlı ve şaşkındım ki ne yaptığımın farkında bile değildim. "Bir sakin ol ya. Hem olamaz mı yani? Bende insanım, sürekli güçlü görünmekten bıktım usandım. Birinin gelip elimden tutmasını dileyemez miyim?"

Ellerimi öyle demek istememişcesine salladım. "Yanlış anladın, ben çok mutlu oldum. Cidden çok mutlu oldum."

Gerçekten de mutlu olmuştum ama kimdi ki bu şanslı herif? "Buralı biri mi?"

"Evet, inanamıyorum gerçekten. Kimseyi sevemeyeceğimi düşünürken dünyanın öteki ucundaki bir adama aşık oldum. Yani şey, aşık olmak değilde hoşlandım, seviyorum yani, öyle."

Ablamı ilk kez heyecandan konuşamazken görüyordum. Kucağından kalkıp sandalyeye oturdum tekrardan. Yüzümdeki gülümsemenin solduğunu hissedebiliyordum. Buralı olduğunu söyleyince aklıma tek bir şey gelmişti nedense.

Levi'ı seviyor olabilecek olma ihtimali. Cidden böyle bir şey olabilir miydi? Ayrıca Levi'ın sürekli söyleyip durduğu gibi yaşları da tutuyordu. Petra'yı sorun etmemiştim ancak ablam ondan hoşlanıyorsa napacaktım? Ablamın ayağına çelme takamazdım. Hele ki Levi'da onu seviyorsa.

Allah'ım nolursun endişelerimi asılsız çıkar.

İthaf isteyenler buraya yorum bıraksın. Sıraya göre ithaf edeceğim diğer bölümleri.

DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin