"Oha, o neydi öyle? Birbirinizi öldüreceksiniz sandım."Armin'e dönüp kahkaha atmaya başladım. "Cidden çok sinir bozucu birisi, nasıl katlanıyorsunuz ona?"
"Sen onu bir de bana sor." Eren söylediği şeyle gülmeye başlarken Armin'de ona katılmıştı. Bu gülümsemenin ardında neler yatıyordu kim bilir?
"Merak ettim şimdi."
Gece uzun sohbetimize eşlik ederken saatin kaç olduğu hakkında hiç bir fikrimiz yoktu ve bunu hiç umursamamıştık. Onlarla böylesine konuşacak ortak konumuz olduğu için çok mutlu olmuştum. O kadar eğlenceliydi ki.
Armin'le aramızda hiç bir soğukluk kalmazken Eren'le biraz daha mesafeliydik. Bunun nedeni hiç kuşkusuz Armin'in ona göre daha sıcak kanlı davranmasıydı.
Ellerimi yeni kuruttuğum saçlarımın arasından geçiştirip gelişi güzel bir şekilde düzelttim. Bugün odadan çıkıpta babamlarla yüz yüze gelmek istemiyor olsamda sonsuza kadar böylece saklanamazdım. Bu yüzden dışarı çıkmadan önce yıkanarak bir nebzede olsa kendime gelmeye çalışmıştım. Zorlu bir gün beni bekliyordu, insanın kendi ailesini görmezden gelmek zorunda olması her şeyden daha yorucuydu. Özellikle o aile de benimki gibi bir baba varsa. Üzerime rahat bir şeyler geçirdim. Sabah'ın erken saatleri olduğu için bir kaç saat odada kalıp kitabım için çalışacaktım.
(Ceket yok!)
Elime aldığım deftere daha iki satır karalamadan koridordan sesler yükselmeye başlamıştı. "Lânet olsun ya, cidden bu saatte neyin sesi bu? Daha sekiz bile değil."
Ayaklanıp bıkkınca oflarken kapıya ilerledim. Kapıyı hafiften aralayıp sadece başımı çıkarırken keşif birliğinden bir kaç kişinin babamların kapısında olduğunu gördüm. Levi, Hange, Eren ve hatta Erwin bile oradaydı. Kapıdan tamamen çıktım daha net görebilmek için. Gidipte babamlarla karşılaşma gibi bir amacım yoktu. Endişeyle bir şeyler konuşuyorlardı. Ablam nedense bayılacakmış gibi duvara yaslanmıştı.
Ben daha da meraklanırken Levi ve Hange bana kısa bir bakış atıp önüne babama dönmüştü. Lânet olsun ters giden bir şeyler vardı. Uzak olduğu için yüz ifadelerini seçemiyordum. Odaya gidip lensle uğraşmadan hafif yuvarlak olan gözlüğümü taktım ve büyük adımlarla yanlarına ilerledim. Babamları ne diye takıyordum ki. Elbet yan yana gelecektik. Her seferinde uzaktan mı bakacaktım? "Ne oluyor burada?" Dedim hala ilerlerken.
Ben daha yanlarına bile varmamışken ablam hızlı adımlarla üzerime doğru yürüdü. Onu takmadan bende aynı şekilde ilerledim fakat elleri yakamı bulup beni duvara yaslamıştı hızlı biçimde. Acımı belli etmeden gözlerine baktım. "Mutlu musun ha, mutlu musun? Ne oluyor diye soruyor birde. Annemi kaçırmışlar, dileğin gerçek oluyor ne olacak. Artık üzülmene gerek kalmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|
Fiksi PenggemarO, kanla dans eden lanet olası bir temizlik hastası bücürdü. Bense pasaklı hiperaktif bir deli. Bu savaşı kim kazanır bilmiyordum ama onunla verdiğim savaştan haberi olduğunu hiç sanmıyorum. ● OKUYUCU OLARAK DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ ● EDEBİ BİR YANI YOK...