DADDY İSSUES - LEVİ ACKERMAN +18 |Tamamlandı|

BÖLÜM 18

Bölümü yazarken ailem yanımda ramazan programları açmış sende namaz kıl diye akıl veriyordu aq.

Düzenlemedim!

"Ne oluyoruz be, içinden ne çıktı senin bücür?" Dedim gülümseyerek. Eğer ki şuan beni korkutmaya çalışıyorsa hiç becerememişti fakat içimde garip bir burukluk vardı. Acaba sabahtan beri bunun için mi o kadar yüklenmemişti bana. Sabah ablamın sapık diyişi halen aklımdaydı. Acaba beni ona yürüyen bir insandan ibaret mi görüyordu?

"Hemen aklın başka yerlere kayıyor değil mi?"

"Ne?" Dedim anlamaz bir şekilde.

Üzerimden kalkıp yanıma geçti. "Sırtım ağrıyor masaj yap." Emir cümlesine pek benzemiyordu ama yinede sinirlenmem gereken bir cümle kurmuştu.

Az önce neyi ima ettiğine emindim ama şimdi anlıyordum ki aklınca benimle oyun oynuyordu. Elimde olmadan gülümsedim. Bu bana o gözle bakmadığını kanıtlamıyor muydu hem? İyi bir şey sayılırdı ve beni bununla sinirlendiremezdi. Aksine mutlu olmuştum.

Halimden memnun bir şekilde "Tamam." dedim ve hiç sorgulamadan yüz üstü yatağa ittirdim onu.

Başını yastığa dayarken homurdanan sesini duyabiliyordum. "Kızmadın mı şimdi sen?"

"Yoo, haklısın yani seni çok yoruyorum. En azından bir masajı çok göremem değil mi?" Yüzüne bakmadığım için surat ifadesini görememiştim fakat sarsılan omuzlarından kıkırdadığını anlayabiliyordum. Ben seni sende beni adam edeceksin yavrum, yok öyle tek taraflı memnuniyet.

Vücuduna dokunacak olmanın gerginliğiyle uzanıp omzuna tutundum ve okşayarak masaj yapmaya başladım. Bu hayvan gücündeki adama uyguladığım gücümün yetmeyeceğini bildiğim için ekstradan sıkıyordum. Sıkı vücudunun bundan bile pek etkilenmeyeceğinin farkındaydım ama yapabildiğim kadarını yapacaktım onun için. En azından denemeliydim.

Babam ve ablam sürekli masa başında oldukları için tutulan omuzlarını açmak hep bana düşerdi. Bu yüzden yaptığım her hareketin doğru olduğuna emindim. Yıllardır alışkanlık haline gelmişti bu bende. Tamam canını sıkıyorum belki bücürcüğüm ama rahatlamasını da bilirim.

Omzundaki ellerimi ovalaya ovalaya beline kadar indirdim fakat baskı uyguladığım an geri çekilip yatakta oturur pozisyona gelmişti. "Tamam, yeter bu kadar."

"Hoşuna gitti diye mi korktun yoksa?" Diyip dizlerim üzerinde yanına ilerledim.

"Kendin uyduruyorsun kendin inanıyorsun." Demek benimle oyun oynarsın ha Levi efendi. Yanına gittiğim gibi kucağına oturup boynuna sarıldım. "Hop, hop."

"Az önce sen benimle oynarken iyiydi."

"O sana ders vermek içindi ama anlıyorum ki sen onuda anlamadın." Belimden tutup kaldırmaya çalıştı.

"Ya, gitmek istemiyorum." Diyip olduğum yerde sızlandım.

"Çocuk musun Beril? Bir kerede dediğimi yap."

"Beni istemiyor musun yoksa? O kadar mı bıktırdım ya seni?" Diyip hüzünlü hüzünlü baktım gözlerine fakat karanlık bir yüzden başkasını pek seçememiştim.

"Saçmalama, ne alakası var?"

"Çok alakası var." Dedim ve kucağından kalkmaya yeltendim fakat belimden tutup oturttuktan sonra kendine çekip küçük bir öpücük vermişti bana. O küçük öpücük birbirimiz arasındaki en ufak bakışmada büyürken kendimi ona sürtünürken buldum. Beni ittirmiyor aksine belimden tutup bana yardımcı oluyordu. Saçlarındaki elimi çekiştirip benden ayrılmasını sağladım. Nefes almamız lazımdı fakat bunu yaparken nedense ona sürtünmeyi kesemiyordum. Altımda büyüyen şey beni durmamam gerektiği hakkında tetikliyordu.