Sağ elini omzuma koydu elinde küçük bir poşet vardı.
Alıpla almamak arasında tereddüt ederken poşete doğru bakıyordum.
Poşeti sallayarak. "Onu almayacaksan başka bir kıza vericem. Eminim hoşuna gidecektir."
Sağ elimi poşete uzatırken sol dirseğimlede dirseğimi onun böğrüne doğru vurdum.
"İstersen deneee"dedim sert bir tepkiyle.
İçinde çok hoş cüzdan gibi küçük bir çanta vardı. Üzeri parlak taşlarla kaplıydı.
Çantaya sarıldım "teşekkür ederim" dedim. Çantayü elimden çekerek "Heyy asıl sarınılması gereken kişi benim çanta gelmedi ya kendi kendine."dedi
"Kıskanç. Bir insan nasıl çantayı bile kıskana bilirki."
Cevap bile vermeden omzumdan tutup kafamı gösüne yasladı ve sımsıkı sarıldı. Tam ellereimi kaldırmış ona sıkıca sarılacakken...
"Grrrrr"
Midem, artık oda bizimle konuşuyor. İki omzumdan tutup beni kendinde uzaklaştırıp yüzüme eğilerek
"Bir şey yemedin mi?"dedi
Hafif gözlerimi sağ yukarıya doğru cevirerek
"Hayır aç değilim.."
Ve yine
"Grrr.."
"Hala aç olmadığına emin misin?"
"Belki biraz"
"Biraz mı etrafına bak herkes bize bakıyor bir bebeğimiz olduğunu ve daha karnındayken konuşmaya başladığını düşünecekler."
Pislik, her defasında bunu yapıyor. Suratına kızgınca baktım ama o bana aldırış etmeden elimden tuttu ve beni çekmeye başladı.
Bir an durdu bana döndü ve elindeki çantayı boynuma haktı.
"Sıra midenin hediyesine geldi nede olsa artık 3 kişiyiz" mideme doğru eğilerek devam etti "Değil mi tatlı şey"
"Grr"
Suratını yüzüme cevirip "Cevapta veriyor" diyip kahkahaya boğuldu.
Aslında karnım guruldadıkça utanıyordum ama onun dedikleri karşısında yüzüm kızgınlıktan başka şekle girmiyordu.
Bende tekme attım bacağına.
"Aahhh. Artık artık tekme huyundan vaz geçsen çok iyi olacak yoksa kemiğim kırılacak."
"Ohhh canıma deysin iyi oldu dalga geçersen olacağı buydu."
Önden hızlıca gitmeye başladım.Her zaman oturduğumuz kafeye oturdum ve aklıma hediye geldi.
"Buu.." dedim çantayı göstererek.