Ben Açenin gidişini izlerken Akhselin geldiğini gördüm. Takım elbise giymiş gibiydi. Heycanım daha da artmıştı acaba ne olacaktı..?
Akhsel gülümseyerek yanıma geldi.
"nasılsın?"diye konuşmayı başlattı.
"İyi değilim."
"Neden?"
"Seni anlamakta zorlanıyorum. Sabah iyisin sonra kötü ve şimdi yine iyi.. Nasıl bir insansın sen?"
"O günde aynı kelimeleri kullanmıştın. Ama bu seferki davranış değişikliğimin nedenini biliyorum Mertin tekrardan kızıp yeni bir oyuna başlamasını istemediğimden."
Onu şimdi anladım. Bana yalan söyleyen kişi mert olduğuna kesin kanaat getirdim artık.
Gözlerimle etrafı süzüp gözlerine baktım bir an bile benden gözlerini ayırmamış gibi duruyordu.
"Peki buraya neden geldik?"dedim
"Hatırlatmak için. O gün burda güzel bir buluşma planlıyordum. Ama sen bütün buluşmayı bozdun. Benden ayrılmak istediğini söyledin."
"Neden?"
Ellerini cebine koyarak
"Bunu ne kadar düşünürsem düşünüyüm sebebini bulamadım. O yüzden kendimi hiç bir zaman senden ayrılmış olarak görmedim. Şimdi soruyorum benden neden ayrılmak istemiş olabilirsin ki?"
Hiç bir şey hatırlamadığımı unuttu ya da farkında değil hala... Ama suratında belli etmemeyede çalışsa bir kızgınlık var.
"Hatırlamıyorum farkettin mi?"dedim hafif sinirlice.
O arada arkadan bir fren sesi geldi. Bütün dikkatim dağılmıştı acaba birine mi çarpmışlardı ki?
Tam koşacaktımki adım atmamla Akhselin omuzlarımda tutması bir oldu kafamı çevirip ona baktım "hatırlamaya çalış" diyip beni bıraktı.
'Ne.. Neee var şuanda önemli olan bumu'diye geçirsemde içimden ona birşe demeden koşup kaldırımın oraya gittim.
Bu Açeydi benim gibi beyaz bir elbise giymiş yerde yatıyordu ve onun yanında yatan başka bir çocuk. Açe gözlerini açıp yaninda kısık gözle ona bakan çocuğa baktı ve gözlerini yumdular ikiside.
O an dizlerimin bağı çözüldü ve yere düştüm. Akhselin arkamdan bana Sarıldığını hissettim ama sanki bu hissedilmesi zor bir dokunuştu çünkü gözümün önünden geçen hayatımın bütün anılarını izliyordum.
Bir kaç saniye ya da belki dakika orada kaldıktan sonra Akhsele dönüp sarıldım.
İstemsizce ağlıyordum.
"Görev tamamlandı galiba hıı?"
Bu Açenin sesiydi. Bana hatırlatmak için mi bunu yaptılar? Başarılı olmuşlardı. Bu beni tekrar duygulandırdı ve ağlamam dahada şiddetlendi.
Akhsel omuzlarımdan tutup beni ondan ayırdı. Elleriyle gözyaşlarımı silip
"Yeter bu kadar üzülmen birazda mutluluktan ağla istiyorum."dedi sempatik gülümsemesiyle.
"Uyuzz"diyip karnına vurunca elindeki kutuyu yere düşürdü.
Bu o hatırladığım kutuydu onu görünce hemen heycanlandım ve uzanıp kutuyu aldım.
İçinde çok tatlı bir tektaş var. Hemen çıkattım parmağıma taktım. Ben yüzüge bakarken
"Normalde bunları erkeklerin yapması gerek çıkart şu yüzüğü ben takıcam sana."dedi Akhsel
"Yok yaaaa parmağa takılan yüzük bir daha çıkmaz canımm.."
"Nerden biliyorsun senin olduğunu? Belki Açeye aldım ben onu."
"Şansını fazla zorlama Akhsel her şeyi hatırlıyorum unuttun mu. Hıhh" diyip ayağa kalktım üstümü çırptım.