"Hatırlayamadığımı nerden biliyorsun?"
Yüzü asılmış gibiydi hayır hayır sanki donmuştu ya da çok kızmış. Azından 1 kelime dahi çıkmıyordu.
Ellerini cebine koyarak Mert bize doğru geldi bizse gözlerimizi birbirinden ayıramıyorduk onun o tatlı suratı beni ona aşık ediyordu. Evet ona eskiden aşık olup olmadığımı hatırlayamıyor olabilirim ama şandada ona tekrar aşık olduğuma göre gerisinin pek bir önemi yok.
"Artık bu kadar saçmalaman yeter Akhsel kızın peşini bırak."dedi Mert
"Al senin olsun."diyip içeriye girdi Akhsel. Bu ne böyle? Nerden çıktı bu laf? Sinirimden 1 kelime bile edemiyordum artık ne kımıldayasım vardı yerimden ne de ağlayasım.
Mert elimden tutarak "hadi gidelim." Dedi.
Benimse hiç niyetim yok buna saatlerce belki günlerce burda bekleyesim var ta ki Akhsel beni burdan alana kadar..
"Sen git ben sahile inicem" diyip elini bıraktım ama hala haraket edemiyorum. Gözümün önüne Akhselle olan fotoğraflar geldi, arkasında yazan anılar...
Ayaklarımın üstüne çöküp dizlerime sarılarak "lanet olsun hatırlamıyorum hatırlayamıyorum işte ama sadece seviyorum yetmez mi ha sadece seviyorum."diye bagırdım.
Aslında bu sözler istemsizce ağızımdan çıkıyordu. Artık ne kendimi ne sözlerimi kontrol edebiliyorum.
Kafamı kaldırdığımda Akhsel bana bakıyordu. Omuzlarımdan tuttu ve beni Ayağa kaldırdı. Merte dönüp
"onu burdan götür. İşimden atılmak istemiyorum."diyip işine devam etti.
Ne söylemiştim onu bu kadar kızdıracak nee?
Mertin bana söylediklerini duyamıyordum sadece vızırtılar geliyordu sanki sözünü kesip
"Beni eve bırakır mısın?"dedim
Olumlu şekilde kafasını salladı.
Onunda Akhsel gibi her şeyi bildiğini biliyorum burada büyük bir yalancı var ama 1 şeyden eminim gerçekten Mertle çıkıyorsam bile ondan ayrılıp Akhsele gidecek kadar aşığım Akhsele.