Havanın aydınlanmasıyla beraber ateş tekneyi kıyıya sürmeye başlamıştı o kadar uzaklaşmıştık ki iki saate anca varırdık.
Elimdeki yumurtaları çatal yardımıyla çırpıp tavaya boşaltmıştım, diğer kahvaltılıkları da hazırlayıp yukarı kattaki masaya koydum, ateşe doğru yürüyüp yanında durdum.
-daha varmı?
-bir saat
-tamam kahvaltı hazırladım hadi gel.
-sen geç geliyorum
Kafmaı sallayıp masaya gidip oturdum ardından ateşte gelince kahvaltıya başladık..
Şuan ateşle aramız nasıl hiç bilmiyordum ama ona ne kin nede nefret beslemiyordum.
-Burdan direk havalimanına gidicez ordan da İstanbula
Kafamla onaylayıp ayağa kalktım.
-ben gidip üzerimi değiştireyim
Bir şey demesine izin vermeden odaya girdim, dolabı açıp içinden mavi tek asklı ince bluz, altına da beyaz bir pantolon giydim.
Saçlarımı enseden topuz yapıp odadan çıktım yukarı çıkıp masaya ilerledim masada bir tane bardak bile yoktu ateş'e bakıp konuştum.
-Ateş sen mi topladın?-evet
-ben toplardım sen niye topladın ki?
-topladım işte neyse hadi geldik
Etrafıma baktım ne ara gelmiştik ben o kadar uzun süre oda da mı kaldım?
-hadi gel inelim
Ateş önümden geçip kıyıya atladı ardından bana dönüp belimden tutarak tekneden aşağı indirdi.
Sanırım bu tekneyle vedalaşıyorduk koskocaman bir günümü bu teknede ateşle beraber geçirmiştim.
Ateş'in yanına bir adam gelince ateş teknenin anahtarını adama uzattı adam alıp cebinden telefon çıkartıp ateş'e verdikten sonra arabanın yanına gitti.
-Al annenleri ara da için rahat etsin.
Bana uzattığı telefonu alıp arama yerine girdim annemin telefon numarasını yazıp kulağıma götürdüm bir süre çaldıktan sonra mirza telefonu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşin Kızılı
General Fiction[Tamamlandı] ✅ Yavaş adımlarla yanına doğru ilerledim topuklu sesini duymuş olucak ki kafasını kaldırıp bana baktı baştan aşağı süzüp donmuş bir ifadeyle bana bakıyordu. Yutkunduğunda gözlerim adem elmasına kaydı yukarı aşağı inişini. Derin bir ne...