•16.Bölüm•

13.5K 462 62
                                    

İYİ OKUMALAR...

Gözlerimi aralayıp yatakta doğruldum yan tarafıma baktığımda ateş yoktu rüya değildi beni taşıyıp buraya getirmişti belkide rüyaydı tıpkı ateşi rüyamda vurduğum gibi kafamı iki yana sallayıp yataktan kalktım banyoya girip soğuk suyla güzel bir duş aldım. Kısa havlumu vücuduma sarıp banyodan çıkmamalı birine çarpmam bir oldu tam düşücekken eliyle belimi kavradı Gözlerimi açtığımda bana Alayla bakan bir adet ateş.

Hemen doğrulup geri çekildim bunun burda ne işi var ya.

-senin burda ne işin var

Bana "ciddimisin" bakışı atıp kaşlarıyla üzerimi göstererek dudaklarını araladı.

-havlu yakılmış yeni tarzın bumu?

Kaşlarımı çatıp üzerime baktım hay ben böyle işin onu itip odama girdim ben nasıl unuturum ya üzerimde kısacık bir havlu var adamla ayak üstü konuşuyorum dolabımdan gri eşofman, siyah yarım atlet giyip, Saçlarımı havluyla kuruttum tepeden bir topuz yapıp odamdan çıktım.

Koltukta oturmuş sigara içiyordu karşısındaki koltuğa oturup ona baktım.

-sen niye buradasın yani nasıl girdin içeri

-ciddimisin

-evet ciddiyim

-he sen dünü hatırlamıyorsun.

-ya hatırlıyorum ama...rüya değilmiyidi yani beni yukarı çıkartman

-hayır ama o saatte dışarıda ne işin vardı ve niye ağlıyordun?

Söylemekle söylememek arasında kalmıştım.

-ben rüya gördüm hatta rüya değil bildiğin kabustu

Kaşlarını çatarak öne doğru eğildi dirseklerini dizlerinin üzerine koyup bana baktı "anlat" der gibi, derin bir nefes alıp her şeyi bir bir anlattım.

🖇️

Arkasına yaslanmış bakışlarını bir yere sabitlenmiş bir şey düşünür gibi bir ifade vardı suratında, bende onu izliyordum ayağa kalkıp konuştum.

-ben kahvaltı hazırlıyayım

-ben gidiyorum

Ayağa kalkınca bakışlarımı ona sabitledi of nereye gidiyorsun ya otur işte beraber kahvaltı edelim gülümsemeye çalışarak söze girdim.

-kahvaltı edelim gidersin

-işlerim var alev

-iyi peki

Kapıya ilerleyip açtım ayakkabılarını giyip bir şey demeden çıkıp gitti hayır insan bir "görüşürüz" der, omuz silkerek mutfağa geçtim dolaptan kahvaltılık bir şeyler çıkartıp masaya dizdim, çayıda demleyip masaya oturdum... Mutfağı topladıktan sonra odama geçip üzerimi giymeye başladım, evde otur otur sıkıldım üniversitedeki arkadaşlaımla bir aydır buluşmuyoruz daha demin mesaj atmışlardı Cafede buluşucaktık. Üzerime siyah tek omuz bluz, mavi dar Jean giydim.

Hafif topuklu ayakkabılarımıda giyip, saçlarımı enseden topuz yaptım, makyajda yapıp boy aynasının önüne geçtim baya güzel olmuştum, yatağın üzerinden çantmala telefonumu elimden alıp evden çıktım,on dakikalık yürüme mesafesindeydi Cafe

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hafif topuklu ayakkabılarımıda giyip, saçlarımı enseden topuz yaptım, makyajda yapıp boy aynasının önüne geçtim baya güzel olmuştum, yatağın üzerinden çantmala telefonumu elimden alıp evden çıktım,on dakikalık yürüme mesafesindeydi Cafe...

İçeri girip bakındım can'ın bana el sallandığını görünce gülerek oraya gittim,hoşgeldin faslını geçtikten sonra edanın konulmasıyla ona döndüm.

Eda;ee alev birileri varmı hayatında?

-malesef yok

Sanane canım hayatımda birinin olup olmaması ne kadar meraklı, aykutun konulmasıyla bu sefer ona döndüm.

Aykut;alev şu arkadaki adam sana mı bakıyor, bana mı öyle geliyor?

Arkamı döndüğümde onunla göz göze geldim şaşkınlıkla gözlerim fal taşı gibi açıldı bunun burda ne işi var. Yanında da dünkü adını öğrendiğim savaş, mert, oğuz vardı.
Hepsinin bakışları bu masadaydı.
Önüme döndüğümde bu masadakilerinde bakışları benim üzerimdeydi.

-ben ne bileyim Aykut hem tanımıyorum onları

Güldüğümde onlarda güldü bol sohbetli geçen süre zarfında masada sadece ben, eda, Aykut ve can kalmıştık.

Can sandalyesini yanıma ykalaştırıp kolunu omzuma attığında ona tek kaşımı kaldırarak  "hayırdır" bakışı attım. Bana gülümseyip göz kırptı, oldum olası canı sevmem yavşak hareketler felan zaten üniversite ikinci sınıftayken bana açılmıştı ama ben istemedim.

Kafamı hafif çevirerek arkaya ateşin masasına baktım bir can'ın kolunu omzuma attığı yere birde gözlerim arasında mekik dokuyordu. Önüme döndüm onlar kendi aralarında sohbet etmeye başlamışlardı. Can'ın kolunun omzundan çekilmesiyle oraya döndüm ateş can'ın kokunu çevirerek ayağa kaldırttı, gözlerinden ateş fışkırıyordı resmen, can inleyerek konuşmaya başladı.

-napıyorsun lan sen bırak beni

Ah can ateşe körükle gidiyor bir mafyayla "lan" diye konuşulur mu evladım. Ateş can'a yumruk atarak yere itti.

-bir daha seni alevin yanında görürsem seni öldürürüm duydun mu lan beni

-tamam bırak kolumu ah

Yüzümü buruşturarak can'a baktım zor yırttı valla dua etsinde öldürmedi ateş patlamaya hazır bir volkan gibi olan bakışlarını bana çevirdi, hızlı adımlarla yanıma gelip kolumu elinin arasına aldı beni çekiltirerek yürütmeye başladı.

-ya ateş dursana çantam kaldı

Ateş durmadan bağırarak konuştu.

-oğuz çantayı al

Kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum ama nafile.

-ya ateş canımı acıtıyorsun

-sus!

Lafını ikiletmeden yaptım susarak dışarı çıktım beni bir arabanın kaputuna itti, ben boşuna demiyorum öküz.

-hayvansın sen ateş hayvan

Savaş, mert, oğuz hepsi dışarı çıkmış bize gülerek bakıyorlardı bunlarda her şeye gülüyor.

-o piç kim

-Ateş kimden bağsediyorsun?

-içerideki heriften

-he şey o benim üniversiteden arkadaşım ya

-kolu niye omzundaydı

-olamazmı?

-olamaz lan olamaz

-ne o yoksa beni kıskanıyormusun?

-evet lan evet kıskanıyorum seni!!

Bağırarak söylediği şeyi idrak etmeye çalıştım, Ateş Demirel beni kıskanıyor yüzünü yüzüme yaklaştırarak konuştu.

-bir daha seni başka erkeklerin yanında görürsem onu öldürür, sana istemiyeceğin şeyler yaparım alev tamam mı?

Derin bir nefes aldım ben hala beni kıskandığı yerde kaldım istemsizce yüzümde bir gülümseme oluştu, kafamı aşağı yukarı sallayıp sorusunu cevapladım.

-tamam

"Tamam" dedim sadece çünkü hoşuma gitmişti.

-16.Bölüm sonu-


🖤

Ateşin Kızılı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin