2. bölüm / Masal

280 22 6
                                    


BAZI ANLAR VARDIR NE İSTEDİĞİNİZDEN ÇOK NE İSTEMEDİĞİNİZDEN EMİN OLURSUNUZ.

Tam olarak buraya gelmek istediğimden emin değildim ama ülkemde kalmak istemediğimi çok iyi biliyordum. Bu garip adamın yanından daha fazla açıklama beklemeden ayrıldım. Kimse kimdi.Zaten onca kalabalığın benim ziyaretim neticesinde toplanmadığını anlamama yetmişti o kendini beğenmiş tavırları ile. Sanırım ünlü biriydi, Olsundu. Bir Tarkan değildi ya sonuçta bu kadar abartacak ne vardı. 

Havaalanının bekleme salonuna girdiğimde elinde koskocaman bir kartonla ismimin yazılı olduğu yöne doğru ilerledim. Tam da Yong Sun'dan beklendiği gibi Türkçe yazmıştı ismimi. Ah ne kadar düşünceli bir çocuktu. Koşa koşa yanına gittim. Ona gelmeden önce beyaz sade bir tişört,dar paça bir kot pantolon ve converse ayakkabılarımı giyeceğimi söylemiş olmam sanırım beni tanımasına epey yardımcı olmuştu. Karşılıklı birbirimize gülümsedikten sonra bu hayatta yapmaktan en çok çekindiğim şeye sıra gelmişti. İlk konuşmayı başlatmak. Esasen cana yakın olduğumu düşünürüm. Ne var ki ilk iletişime geçen taraf olmakta epey zorlanıyor olmam farklı bir mesele.

Yong Sun : Esra hoş geldin.Sonunda birbirimiz görebiliyoruz bu gerçekten çok büyüleyici.

Esra : Hoş bulduk Yong Sun.Seni gördüğüme çok sevindim,lütfen bana iyi bak.(Dizilerde duyduğum bu cümleyi söyleyeceğim günü bekliyordum ne yalan söyleyeyim)

Yong Sun la yaklaşık üç yıldır mektup arkadaşıyız.Benim bu ülkeye,diline,kültürüne ve dahası insanlarına yegane yakınlığımın sebebi kendisidir. Seoul St. Mary Hastanesi'nde asistan doktor olarak çalışıyor.Çocuk doktoru olacak.Şimdi karşımda duran bu adamı görünce kendisi için ne kadar uygun bir uzmanlık seçmiş olduğunu anlayabiliyorum.Onun hakkında bildiğim o kadar çok şey varken bir yunan tanrısı gibi göründüğünü nasıl bilmem.Yıllardır onca gereksiz bilgiyi beynine hunharca sığdırmış olan ben Yong Sun'ın yeryüzü için fazla gelen bu görüntüsüne bilimle bir açıklama getiremediğimden inancımı tekrar tazelemekle yetindim.Aynı anda hem bu güzelliği hem de bu mütevaziliğini bir bedende buluşturabilmek ancak bir yaratıcının varlığını kabullenmekle mümkündü çünkü.

Yong Sun : Okul işini halledebildin mi?

Esra : Tam olarak halledebildim sayılmaz.Ya nasip diyerek geldik ama bakalım ne olacak.

Yong Sun : Cidden bu deyimlerinizi seviyorum.Ben hastanenin beni görevlendirmiş olduğu yurtla (yetimhane demek istiyor.O kadar kibar ki çocuklara yetim demek gücüne gidiyor sanırım) senin için görüştüm.Psikolojik danışmanlık eğitimi aldığını ve son sınıfta olduğunu ilettim.Tez çalışman için burayı seçtiğini falan anlattım işte.Yurt müdürü çok olumlu hatta yasal bir takım işler için yardımcı olabileceğini söyledi.

Esra : Harikasın Yong Sun

Bunu söylerken çoktan kendimi ona sarılırken bulmuştum bile. Sonuçta o benim için Derya veya Funda'dan farksızdı. En yakın arkadaşlarımdan biriydi. Kocaman açılan o çekik gözlerini saymazsak bundan hoşlanmadığını belli edecek bir ifadesi de yoktu üstelik.

Esra: Üzgünüm Yong Sun bir türlü sizin fiziksel temastan hoşlanmadığınıza alışamıyorum.

Yong Sun : Önemli değil bu sensen sorun olmayacaktır.

Esra : Sen tıpkı mektuplardaki gibi çok tanıdıksın. Yazdıklarını okurken de huzurlu hissederdim. Şimdi sesinde de aynı huzur.Ayrıca ben düşündüklerimi direkt söylemekten hoşlanıyorum biliyorsun.Sen neden bu kadar yakışıklı olduğundan daha önce bana bahsetmedin !

Yong Sun : Yakışıklı mı? Ayrıca insanlar için görünüşüm bu kadar önemli olmak zorunda mı?

Esra: Şaka yapıyorsun Bay Park sanırım. Bu ülke plastik cerrahinin vatanı,etrafına bir bak istersen!

mutlu ol...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin