-Flashback-Sevdiğim,
İlk Heyecanım;
Son yangınım,
Anladım!
Ben... seni attıkları kuyunun ta kendisiyim!
Bir şey var bir biliyorum. Belki yeni başladı belki de seni ilk gördüğüm anda bile duruyordu aramızda fakat o körlük haliyle göremiyordum, göremiyorduk. Bir şey var biliyorum ama dile getiremiyorum.
Korkuyorum. Baştan beri korkuyordum. Bu kadar uzakta olmak, yerimden yurdumdan ayrı kalmak fikri öyle ağır ki son zamanlarda üzerimdeki herşey fazla geliyor gibi.
Seni Seviyorum.
Seni sevmek fikri aklım ve kabimin ortak kararı üstelik.
Ama öyle cahil, öyle yalınayak, öyle acılı bir yolda yürüyormuşum ki daha ne kadar bu yokuşu çıkabileceğimi bilmiyorum.Üstelik seninle aynı yolda, seni de peşimden sürüklemek fikri haksızlık buna eminim.
Seni Seviyorum.
Seni sevmiş olmam kainata bir çeltik atmış gibi,insanlık için faydalı işler yapmış gibi hayır hiçbiri değil koskoca bir sevda gibi...
Leyla ile mecnun gibi.
Fakat ben sana bu hikayenin sonunu anlatmadım...
Aşk masallarının sonu anlatılmaz bizim oralarda.
Zaten herkes kendi masalının sonunu kendi yazar.
Biliyorsun....
Bizim masalımızda ikimizinde kabul etmeye yanaşmadığı bir yanlış,senin hayatına yapılmış bir haksızlık var.
Biliyorsun...
Bu çok ağır.
Ama
Sen;
Hep mutlu ol!
Benden önce hayatın içinden nasıl geçiyorsan,
Benim gözlerime nasıl güzel bakıyorsan,
Can'ı nasıl narin seviyorsan öyle kal.
Çünkü sen benim kısa yaşantımın, kendinden habersiz kalbimin, içime yerleşen belirsizliğin, dünya gözüyle gördüğüm mutluluğun sebebisin. Öyle kalacaksın. Bu bir son değil. Ben sana milyon yıl geçse başlayamamışken nasıl sonum olursun ki zaten.
Üstelik bu bencillik biliyorum fakat sana beni unut demeyeceğim. Lütfen kalbindeki yerim değiştirse dahi ismim baki kalsın olur mu?
Lütfen beni içinden öteye atma...
Ve lütfen kendine iyi bak...
Lütfen Can'a sahip çık...
Lütfen işine devam et, her zaman ki gibi titizlikle...
Lütfen babanı affet...
Lütfen kendini suçlama...
Lütfen onlar gibi olma...
İstersen beni hiç affetme...
...Sadece mutlu ol!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mutlu ol...
FanfictionBazı cümleler vardır. Asla bir soru değildir fakat her zaman cevap vermeniz gerekir. Ve hayatı hayal kırıklılığı olarak tecrübe eden biri olarak size tavsiyemdir; aklınız ve kalbiniz arasında kaldığınız o sancılı anlarda, lütfen kalbinizi dinleyin...