14. bölüm / aşk oyunu...

184 16 1
                                    

Bir kaza olduğu belli olan bu durum nedense bu ikiliyi garip bir şekilde gerginleştirmişti. Oysa Funda için içinde bulunduğu hal muhteşem olmalıydı. Henüz yerde, üzerine düştüğü çocuk ve benim saf aşkım bunu bilmese de Funda aslında Kyuhyun'un en istikrarlı hayranıydı. Ani bir hareketle onu üzerinden itip hızlıca ayağa kalktı.

Funda : (Donghae'yi işaret ederek) Heyyy! Tabakları o kadar yükseğe mi koyman lazım illa..

Donghae : Affedersin,uzun süredir buraya gelmediğim için eşyaların yerlerini değiştirme fırsatım olmadı.

Kyuhyun : Önemli değil Hyung sonuçta benim üzerime düştü ona herhangi bir şey olmadı bu kadar bağırması saçma...Asıl acı çeken benim.

Funda : Senden yardım istediğimi hatırlamıyorum, Karışmasaydın o zaman.

Artık Funda ile Türkçe konuşma zamanım gelmişti. Her ne yapmaya çalışıyorsa biraz ileri gidiyordu.

Esra : Funda, kızım sende davranış bozukluğu mu var..Ya da..hayıır(elinin alnına koyup) yoo ateşin de yok..


Funda : (Elinin hızlıca itip) Ne demek şimdi bu.

Esra : Sen bu çocuğa ölüp bitmiyor muydun Türkiye 'de. Şimdi neden sözlerinle dövüyorsun çocuğu peki.

Funda : Ah benim cahil arkadaşım. (alına küçük bir fiske vurup) hiç bir şeyden haberin yok değil mi? Tabi ki O inanılmaz yakışıklı, muhteşem, kadife sesli...

Esra : eee, yani?

Funda : Ama bu ona yenilmem anlamına gelmiyor.

Esra : Yani sen bildiğin taktik yapıyorsun.

Funda : Elbette unuttun mu ben ilişkiler hakkında bir efsaneyim. Elimden kurtulan bir canlı tanıyor musun benim güzel arkadaşım.

Esra : Ne diyeyim senden korkulur.

Funda : İzle ve gör. Neyse bunları bırak nasıl olurda hazırladığım muhteşem kahvaltıya kayıtsız kalırsın.

O ana kadar dikkatimi çekmeyen masaya baktım. Kelimenin tam anlamıyla bir Türk kahvaltı sofrası şenliği vardı. Tamam Funda her zaman mutfak konusunda oldukça becerikli olmuştur. Ama yine de burada böyle bir masa hazırladığını görmek çölde su bulmak anlamına geliyordu benim için.

Esra : Kızım sen harikasın, bunları nereden buldun.

Funda : Çoğunu gelirken getirdim.

Esra : Vay canına sucuklu yumurta bile yapmışsın.

Funda : Bu da başka bir taktik işte bebeğim .Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.

Esra : Çok yaramazsın biliyorsun değil mi?

Funda : bana yakışıyor ama.(sonra mırıldanmaya başladı) Sana kırmızı çok yaşıyorrr..

Gözlerini devirmiş bir ikimize birde hazırlanmış olan kahvaltı sofrasına bakan bu iki erkek sanırım kendi aramızda konuşmamızdan çok hoşlanmamışlardı.

Donghae : Hayatım bence artık anlayabileceğimiz şekilde konuşmalısınız.

Esra : Affedersiniz bir an için kendimizi kaptırdık sanırım.

Donghae : Önemli değil. Bu masa da neyin seni.

Funda : Bu bizim kahvaltı kültürümüz. Sabahları bu şekilde yeriz. Üstelik Funda bizim için demleme çay bile yapmış bu muhteşem.

Donghae : İlginçmiş,deneyelim bakalım.

Masada ne var ne yok hepsinden deli gibi yedik. Beni ilk defa bu kadar iştahla yemek yerken gördüğü için her lokma da biraz daha çekingen davranmaya çalışsam da kendime bir türlü engel olamıyordum. Ekmek bile vardı üstelik. Ayrıca kimse böyle bir masaya kayıtsız kalamazdı. Belli ki bu durumdan herkes gayet mutluydu.

Kyuhyun : Bunlar harika! Funda bence artık yeniden karşılaşmış gibi yapalım. Böylece sana daha iyi davranıp her gün bu yaptıklarından yemek için fırsatım olur.

Funda : Senin yemene izin verdiğime için şükret bence.

Kyuhyun : Burdan çıkınca kliseye gideceğim söz.

Funda : Hemen dönüyor musun?

Kyuhun : Üzüldün mü? Ne oldu?

Funda : Ne münasebet! Çocuklar bir kutlama yaparız artık aramızda.



Kyuhyun gideli 4 gün olmuştu...

Sanrım bu durumdan memnun olmayan iiki kişi vardı. Biri malum..Funda. diğeride funda'nın sıkılmaması için, yalnız bıraktığım aşkım.

Esra : Hımm, acaba benim ilişki prof arkadaşım ne yapıyor..(arkasından sarılıp sandalyede oturan Funda'nın yanağına bir öpücük kondurdu.)

Funda : (tebessüm edip) nihayet o dudaklardan bizde nasiplenebildik..

Esra : (itip yüzüne muzur bir gülümsemeyle baktı) şimdi ne demek oluyor bu...

Funda : Ne sıkıcı biliyor musun? Sabah akşam sizin kumru gibi ortalıkta dolaşmanızı izliyorum...

Esra : ( alt dudadağını ısırıp mahcup bir şekilde ) özür ..

Funda : Aman boşverr..(Telefonun takvimine bakıp) yarın dönsem mi ki ben...

Esra : (Yüksek ses ile) Hayır! (boynuna ölümcül bir sarılma ile) hayırrr..daha hazır değilim..

Funda : Durr,ölcemm...

Donghae : Heyy,,bu kadar içten bana sarılman gerek..

mutlu ol...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin