İnsan ruhunun bedeninden ölmeden de ayrılabildiğini, kollarımızın bir insana sarıldığı vakit gerçekten görevini yerine getirdiğini, en çokta koklamanın aşk için yeterli olduğunu yirmi üç yaşına gelmiş ve henüz öğrenmiştim. Bu kadarı da çok fazlaydı oysa.
Kendimi ondan geri çeker çekmez önce arkada bana öldürücü gözlerle bakan kıza daha sonra orada doluşmuş olan kalabalığa bakındım. Herkes beni arıyordu demek.Birden aralarında iki çalışan öne doğru çıktı.
-Özür dileriz biz sadece biraz şaka yapmak istemiştik.
Söylediklerinden hiçbir şey anlamadığım için sessizce özürlerini kabul etmekle yetindim. O an aklımda olan tek şey Donghae'in kollarındayken hissettiklerim olduğundan burada kilitli kalmış olmamla zerre kadar ilgilenmiyordum.Kısa bir ilgi patlamasından sonra Yong Sun'n da yardımıyla oradan ayrıldım.
Arkama defaten bakıp Donghae'i yoklamış olmam gerçeği ve onu göremediğimde kalbime oturan fillerin varlığı rahatsızlık vericiydi. Beni oradan çıkardıktan sonra peşimden gelmek yerine o kızı alıp uzaklaşmayı tercih etmişti. Kendim için gittikçe durumu zorlaştırdığımın farkındaydım. Küçük kelebekler ne zamandan beri bir file dönüşüvermişti.
Beni kaldığım odaya kadar getirmiş olan Yong Sun o ana kadar koruduğu sessizliğini bozmaya karar vermişti.
Yong Sun : Üzgünüm seni yalnız bırakmamalıydım.
Esra : Neden?? Ben kocaman bir kızım her an arkamı kollaman zaten çok saçma.
Yong Sun : Haklısın fakat onların bu kadar ileriye gidebileceğini bilseydim yine de her şeye rağmen yalnız kalmaman için elimden geleni yapardım.
Esra : Kimler ileriye gitmiş?Sen neden bahsediyorsun.
Yong Sun : Kızların senden neden özür diledi bilmiyor musun?
Esra : Yooo
Yong Sun : Akkılarınca sana oyun oynamışlar işte.Ama gerekli cezayı müdüre hanım verecektir, bundan sonra daha dikkatli olmalısın...
Esra : Müdüre hanıma bir şey söyleme lütfen. buradaki bazı kişiler ile aram pekte iyi sayılmaz biliyorsun... Zaman..birazcık zamana ihtiyacımız var sadece bence.
Yong Sun : Bu kadar iyi olmanı istemiyorum Esra.İnsanlar onlara verdiğin şansları suiistimal etmeye meyillidir.
Esra : Bunu senin söylüyor olmam çok ilginç!
Yong Sun : Evet ben söylüyorum çünkü senin zarar görmeni istemiyorum.Aslında Donghae' ile çok yakın olmanda bu duruma sebep oluyor.
Esra : Yakın değiliz, Yong Sun... Buraya aynı anda gelmiş olmamız bir tesadüf, ayrıca Chen'den sebep bir arada oluyoruz. Hem onun gibi birinin benimle ne işi olabilir. (Bu bir soru mu yoksa kendi kendime bir sorgulama mıydı?)
Yong Sun : Neyse bu konuyu uzatmayalım, Sadece dikkatli ol, olur mu? Güvende olmanı istiyorum.
Onaylar gibi başımı hafifçe salladım.
Yong Sun : Söyle bakim, aç mısın? Sana bir şeyler hazırlamamı ister misin?
Esra : Hem de nasıl açım.Şöyle kocaman bir sandviçe hayır demezdim doğrusu.
Yong Sun : Peki senin için hazırlayacağım.
Esra : Neden buna hayır demek içimden gelmiyor acaba.
Bana yemek için bir şeyler almaya giden Yong Sun'ın ardında bir süre sonra kapı çaldı.Yong Sun'un dönmesi için çok erkendi.Açılan kapının arkasında onu gördüğüm anda içimden bir yıldız kaymıştı,kalbimin mealini şimdi daha iyi anlıyordum.Chen'in elinden tutmuş dünyanın gülümsemek için yaratılmış insanı olduğunu ispatlamaya gelmişler gibi gözlerimin içine bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mutlu ol...
FanfictionBazı cümleler vardır. Asla bir soru değildir fakat her zaman cevap vermeniz gerekir. Ve hayatı hayal kırıklılığı olarak tecrübe eden biri olarak size tavsiyemdir; aklınız ve kalbiniz arasında kaldığınız o sancılı anlarda, lütfen kalbinizi dinleyin...