Hastanede geçirdikleri iki günün sonunda Kerem'in ısrarları yüzünden bu gün taburcu olacaktı. Karan türklerin hastanede kalmama çabalarını hala anlayabilmiş değildi ki her gördüğümde tuhaf karşılıyordu. Kim tamamen iyileşmeden hastaneden çıkmak ister ki ?
Odanın kapısını koluyla açıp elindeki tepsiye dikkat ederek içeri geçti. Başka birinin onlarla ilgilenmesine gerek yoktu çünkü boş boş oturmak yeterince can sıkıcı geliyordu. Kerem saçlarını geri yatırıp dikkatle tepsiyi taşımaya çalışan kıvırcığa sırıtarak baktı. Bu kadar sevimli görünmesi normal değildi!
''Kerem bana bakacağına şu şeyi açta yemeğini yedireyim. '' dedi Karan kaşlarını çatarak. Sinirli gözükmek istiyordu ama daha çok ağlamak üzere olan bebeklere benziyordu...
''Tamam makarna hazretleri. '' diyerek Karan'ın söylediklerini yaptı ve kendini biraz yukarı çekip daha rahat bir konuma geçti.
''Sen yemeyecek misin ?'' dedi tabakta duran tek kaşığa bakarak .
''Dışarıdan bir şeyler alacağım ben .''dedi tatsız olduğu görüntüsünden belli olan yemeklere kısa bir bakış atarak .
''Off ama ben neden bunları yiyorum...''diye sızlandı dudaklarını büzerek.
''Çünkü sen hastasın. ''
''Çok açıklayıcısın!'' dedi ve kollarını birbirne dolayıp somurtan ifadesiyle karşıyı izlemeye başladı. Karan gülümseyerek başını iki yanına salladı. Ne zaman bu haraketleri bırakacaktı merak ediyordu?
''Söz eve gidince ne istersen yapacağım ama önce bunları yemelisin .''dedi şefkatli gözlerini onun üzerinde gezdirerek . Şimdi tam bir anne gibi duruyordu Kerem'in gözünde, daha önce anne sevgisi görmediğindendir belkide ...
''Söz mü? '' dedi işini garantiye almak adına.
''Söz''
Bakışları birbirilerini bulunca Karan kaşığı eline aldı ve buhar çıkan kaseye daldırıp kaşığın yarısı kadar aldı. Ağzını yakmaması için bir kaç kez üfledi ve sonra ona uzattı. Kerem yüzünü buruşturarak tatsız yemeği yutup hemen ardından su içti, gerçekten berbattı.
Karan yüzünü buruşturan adama endişeyle baktı o kadar mı kötüydü? ''Çok mu kötü? '' dedi meraklı gözlerini ona dikip . Eğer o kadar kötüyse başka bir şeyler yedirebilirdi belki .
''Tuzu yok.''dedi üzgünce ona bakıp. Karan onun bu hallerine hiç dayanamıyordu. Bir kaşık daha alıp ona içirdikten sonra yine aynı ifadeyi görünce yüzünün düşmesine engel olmadan tepsiyi alıp kenara koydu .
''Off Kerem böyle bakıp durursan sana bunu yedirmem ki ...''diye söylendi. ''Eğer bu kadar kötüyse yeme boşver .''
Kerem üzgün ifadesini gizlemek istesede gerçekten bunu yeme şansı yoktu . Karan'ın bu kadar yufka yürekli olmasına sevinse mi üzülse mi bilememişti çünkü bu her zaman için iyi bir şey olmuyordu.
''Sen işe ne zaman gideceksin ?''dedi konuyu değiştirmek adına fakat Karan'ın ifadesi değişmek yerine daha da üzgün bir hal almıştı. Çalışmayı bu kadar seven birinin bu ifadeyi takınması oldukça garipti?...
''Bir kaç saate giderim .''dedi geçiştirmek istediğini açık eden tonda. Şu sıralar işle ilgili hiç bir şey duymak istemiyordu.
Kerem başını anladım dercesine sallayıp arkasındaki yastığı biraz yukarı çekmeye çalıştı fakat karın boşluğundaki yara ona engel olup acı dolu bir inleme salmasına neden olmuştu. Karan endişeyle ona bakıp kaşlarını çatarak konuştu ''Dikkat etsene biraz ... açılırsa ne olur biliyor musun!?''