Sabah gözlerini inanılmaz bir baş ağrısıyla açmıştı. Gözleri ışığa o kadar hassaslaşmıştı ki ışık girdiği anda yanarak sulanmıştı . Yatakta oturur konuma geldikten sonra şakaklarını ve gözlerini ovdu.
Bir kaç dakika ayılmayı bekledi fakat her gün olduğu gibi bunu yapamamış aksine üzerindeki uyku halinden bir türlü kurtulamamıştı. Yorgun bir nefes salarak ayaklarını aşağı sarkıttı. Koaladan farksız hareketleriyle banyosuna gitti .
Başı çok fazla ağrıyordu sanki her adımında beyni sarsılıyordu. Gözleri bulanık görüyordu fakat düşmeden duşa girip yıkanmıştı. Saçlarını kurutup dişlerini fırçaladıktan sonra tekrar odasına geçti.
Dolabını açıp giyecek bir şeyler bakarken bu gün günlerden ne olduğunu bilmediğini fark edince telefonuna bakındı. Gözle görülür bir yerde olmadığını düşündüğü için salona geçip oraya baktı fakat orada bulamamıştı. Ayaklarını sürüyerek çalışma odasına gitti ve bilgisayardan baktı.
Pazar yazısını görünce içinden bir sevinç çığlığı atarak odasına geri dönüp uyumaya karar vereçekti ki saatin çoktan 14.00 olduğunu görünce şaşırmadan edememişti.
''Bir dakika ya ... nasıl bu saate kadar uyuyabildim , tüm tatilim boşa geçti off.''diye sızlanarak odasına geri döndü. Bütün keyfi kaçmıştı çünkü bu tatilde yapmak istediği bir sürü şey vardı ve şuanda yalnızca kuaföre gidebilecek zamanı vardı.
Oturup ağlayacak derecede morali bozulmuştu. Nasıl olabilirdi !? Başındaki ağrı yüzünden doğru düzgün bir şeyde hatırlayamıyordu , bölük pörçük anlar aklına geliyordu onlarda da ya içiyor ya da aptalca şeyler söylüyordu birilerine karşı.
Kerem'in her zaman dediği gibi içmek ona yaramıyordu bir şekilde zararlı çıkan taraf hep o oluyordu !
Yüzünü asarak makyaj masasına geçti ve sandalyesinde asılı duran ceketini alıp ceplerini kontrol etti. Tahmin ettiği gibi telefonu buradaydı fakat bu kezde şarj aleti yoktu . Sinirle gözlerini yumarak tekrar çalışma odasına geçip telefonunu şarja taktıktan sonra kuaföre gitmek için hazırlanmaya karar verdi, en azından bunu yapmalıydı !
Saçlarına bandaj takarak geriye yatırıp yüz toneri ile iyice temizleyip nemlendirici kremlerini sürdü ve bu gün hava hala güneşli olduğundan güneş kremini de sürdü zira cildi çok önemliydi onun için. Yüzünün pürüzsüz olması için her şeyi yapardı ki yapıyordu aynı şekilde vücudunda da kıl olmasına katlanamazdı bunun içi düzenli olarak epilasyona giderdi . Hal böyle oldunca Kerem'in alay malzemesi olmaktan kurtulamazdı fakat fark ettirmesede Kerem' de kendi vücudunda kıl olmasından nefret ederdi ve o da Karan gibi epilasyona giderdi .
Karan ne zaman bunu dile getirse Kerem sinirlenip ona trip atardı ve öyle bir şey olmadığını söyleyip durdurdu.
Bunları düşünürken yüzünde gülümseme belirmiş ve morali biraz düzelmişti. Bir yandan da kaşlarını taramış ve giymek için bir şeyler ayarlamıştı.
Aynada yüzüne baktıktan sonra boy aynasına geçip oradan da kıyafetlerini kontrol etmiş ve çıkmadan önce dudağına da nemlendirici sürmüştü. Bu gün ekstra bakımlı olma ihtiyacı duyduğundan yüzüne fondöten gibi bir kaç işlem daha uygulamıştı.
Yüz hatları keskin olduğu için highlightera ihtiyacı yoktu ama yüz ifadeleri onu hep bebeksi gösterdiği için yinede birazcık uygulamıştı. İşe giderken asla bunlara ayıracak vakit bulamazdı çünkü şuanda bile en az haliyle yaptığı makyajda neredeyse iki saate yakın bir zaman harcamıştı.
Cüzdanını ve anahtarlarını alıp nihayet evden ve apartmanından cıkmış ve vakit kaybetmeden kuaförüne sürmüştü.
Trafiğin tüm komplolarına rağmen randevusuna yetişmişti. Eğer yetişemeseydi bir dahaki haftaya kadar gelme şansı yoktu .
