Bütün günü endişeyle geçmişti ve bu durum hem fiziksel hemde ruhsal olarak yeterince yorulmasına neden olmuştu. Yağız'ın odasından çıktıktan sonra bir daha onu görme fırsatı olmamıştı ki sorduğu bir kaç kişi de gün boyunca görmediklerini söylemişti.
Ne için endişelendiğini bilmiyordu. Onu için endişelenmesi gerekirmiydi emin değildi neticede sadece patronuydu .
Zihni ona bunları söylese de kalbi sürekli endişeyle çarpıyordu. Merak ediyordu onu ! Kaç saat geçmişti ve hala bir haber alamamıştı.
Endişeden elleri titremesine rağmen tırnaklarını kemirmeye çalışıyordu , bacaklarını titretiyordu kısacası endişelen insanda görebileceğimiz tüm hareketleri yapıyordu.
''Karadenizde kaç tane gemin battı? '' diye kulağına dolan Kerem'in sesiyle kendine çeki düzen vermeye çalıştı.
''Ne?'' diye anlamayarak sordu zira dalgın olduğu için ne dediğini anlaması zaman almıştı. ''Batmış mı? ''
''Ohoo... oğlum ne bu hâl? '' dedi yanına oturup kolunu onun omzuna atarak.
Karan cevap vermek yerine başını göğsünün bir bölgesine yaslayıp iç çekti. Düşmekten başı ağrımıştı artık ve durup dururken alakası olmayan biri için endişelenmesi doğru gelmiyordu fakat engelleyemiyordu .
''Biri için endişelenmek yanlış olabilir mi ?'' diye bakışlarını kaldırabildiği kadar ona çevirip sordu .
'' Bilmem ... Öncelikle ne için endişelendiğine bağlı ki bu durum da ona olan sevgi veya ilgini gösterir sonuçta sevmediğimiz ve ya saygı duymadığımız biri için endişelenmeyiz.''dedi o da ona bakarak . Aniden böyle bir soru sormasını tuhaf bulsada bir tepki vermeden yanıtlamıştı sadece .
''Peki bu kişiyle hiç bir alakamız yokken endişelenebilir miyiz? '' dedi bakışlarını çekmeden.
''Karan ne diye lafı dolandırıyorsun... alakan yokken endişelenme gibi bir şey nasıl olabilir ? '' dedi derin bir nefes vererek . Bir karın ağrısı olduğu belliydi ve böyle lafı dolandırması sinir bozucuydu .
''Sanırım haklısın...'' dedikten sonra doğruldu ve sözüne devam etti ''Sürekli onu düşünüp duruyorum...Bu bir günlük bir durum da değil , aylardır aynı ,kabul etmesemde aklımın bir köşesinde hep bana sesleniyor gibi. ''
Kerem kaşlarını çatarak anlamsız ifadesiyle ona baktı . Kendi kendine sorun yaratıp çözüyor muydu yoksa cevapsız sorularını mı yanıtlıyordu?
''Off başım ağrıdı yatacağım ben .''deyip ardında şaşkın bir Kerem bırakarak odasına gitti .
''Akıllısı beni bulmaz , deliside bırakmıyor maşallah. '' diye söylendi ve televizyondan rastgele bir kanal açıp ifadesizce izlemeye başladı.
Karan odaya geçer geçmez aptalca sırıtarak üzerini deşip yatmak için hazırlandı. Belki saçmaydı ama kalbi deli gibi çarpıyordu ve o kalbinin bu şekilde atmasını sağlayan kişiyi biliyordu.
Kendi kendine düşünürken bir yandan da imkansız olduklarını kendine hatırlatıyordu. Bu zamana kadar kabullenmemesinin en büyük nedeni de buydu zaten... imkansız oluşları. Gerek ülke koşulları gerek kariyerleri bu duruma asla izin vermezdi .
Mutluluğu yarıda kalarak yatağa girip kendini yorgana gizleyerek uykuya daldı.
***
''Şimdi daha iyi misin ?''diyerek karşısına oturdu . Sabahtan beri beyefendinin peşinde koşmuştu. Bir insanın sorumsuzluk seviyesinin ziversinde gibi davranıyordu iş harici konularda .