Clint sabırlı bir insandı.
Clint sabırlı bir insandı.
Clint sabırlıydı.
Clint, sabır...
"Clint!"
Duyduğu ses üzerine adam yüzünü sola çevirdi ve kendisine bakmakta olan Kate ile göz göze geldi. "Yine dalıp gittin," dedi genç kadın. "Görevlerde de halletmen gereken hedefi beklerken böyle dalıp gidiyor muydun?"
Önüne baktı Clint ve o an bulunduğu durumu değerlendirmeye aldı. Çevrenin ona sunduğu manzarayı, Shield ajanıyken ya da Avenger iken bulunduğu herhangi bir görevle arasındaki farkları üzerinden inceledi. Öncelikle, kullandığı silah gereği, bir yerde durmasını gerektiren görevlerde çoğunlukla yüksek bir noktada olurdu ki o anda yüksek bir noktada değildi, kaldırımdaydı.
Yine de tıpkı görevlerdeki gibi olduğu yerde dikiliyordu; artı bir puan!
Ne yazık ki elinde ok ya da yay yoktu; eksi bir puan...
Elinde tuttuğu şey yay ya da ok değildi. Yay ile olabilecek en büyük benzerliği, sağlıklı bir şekilde kullanabilmek için bir spor dalında uzmanlaşmayı gerektirecek kadar zaman, bilgi, beceri, yetenek ve sabır istemesiydi.
Elinde tuttuğu şey, banka kartıydı. Önünde ise saklanıp korunmak için bir siper yoktu ama birkaç siper birden olabilecek kadar iri bir ihtiyar vardı.
Clint uzun zamandır banka hesabına bakmadığı için hesabında kaç para olduğunu hatırlamıyordu. Birkaç yüz bin doları olduğu bilgisi kafasının dağınık köşelerinin birinde kendini korumayı başarmıştı ama o bilginin ne kadar eskiye dayandığına dair bir fikri yoktu. Eğer harcadıysa nereye harcadığını da bilmiyordu.
Bankanın telefon uygulamasından bakamıyorlardı çünkü Clint'in telefonunda internet paketi yoktu. Kate'in telefondan bakabilmek için de Clint'in uygulama giriş yapabilmek adına oluşturduğu altı haneli şifreyi hatırlaması gerekiyordu.
Tabi ki de hatırlamıyordu.
'Şifreyi unuttum' seçeneğini denemişlerdi lakin karşılarına çıkan güvenlik sorusu yüzünden (en sevdiğiniz yemek?) şifreye ulaşamamışlardı. Clint şifreyi oluşturduğu vakitlerde hangi yemeğin en sevdiği yemek olduğunu hatırlamıyordu çünkü. (Favori yemek Clint için pek sabit bir değişken değildi hiçbir zaman.) Çaresizliklerinden dolayı şehirde o an onlara en yakın olan bankamatiği aramışlardı ve şanslarına, buldukları o bankamatik, bir işlem yapabilmek uğruna en çok sıra beklenilen bankamatiklerden biriydi.
"Dükkan açmak konusunda şaka yapmıyorsun yani," dedi Kate, sıra bir adım ilerledikten sonra.
"Evet, şaka yapmıyorum." Clint bir iç çekti. "Bir zamanlar kahve dükkanı işletme hayalim olmuştu."
"Sonra neden vazgeçtin ki?"
"Dünyanın yardımıma ihtiyacı vardı."
"Peki ya şimdi?"
Ellerini cebine sokup yere baktı. "Artık onlarca kahraman var. Bana pek yer kalmadı aranızda."
"Bizim takımın adı Young Avengers."
"Ben de onu kastediyorum."
"Kendine biraz fazla yükleniyorsun sanki?"
"Çağıran yok," dedi ve cebinden telefonunu çıkarıp bildirimleri kontrol etti. Arayan yoktu, kısa mesaj atan da yoktu. Birileri yazışma uygulamalarından mesaj atmış olabilirdi ama kablosuz bağlantı bulana kadar internete bağlanamayacağından bakması mümkün değildi. "Gördüğün gibi. İşte bu yüzden, artık hayallerimin peşinden koşma zamanım geldi diye düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Göz || Clint Barton
FanfictionClint Barton'ın şehirde en sevdiği kahveci kapanmak üzereydi. Bu durumda başka bir insan ne yapardı? Şehirde başka kahve dükkanları aramak ve kendi damak tadına uygun bir kahveyi bulmak için şehri dolaşmak mı? Hayır, Clint Barton bunu yapmayacaktı...