Kafede yaptıkları muhabbetler zamanın ne kadar hızlı aktığını onlardan gizlemişti. Saatin kaça geldiğini ilk fark eden kişi olan Dave gitmesi gerektiğini söyleyip kalkmaya yeltenmişti. Onun kalkmaya niyeti Kate'in de saate bakmasına neden olmuştu ve aynı şekilde Kate de gitmesi gerektiğini fark etmişti.
Clint'in ise gidecek hiçbir yeri yoktu. Luciana'ya sorduğunda kadın da gidecek bir yeri olmadığını söyledi.
Dört kişi kafeden çıktıklarında kapının önünde vedalaştılar. Kate caddenin doğu tarafına giderken Dave batı tarafına doğru gitti. Clint ile Luciana ise kapı önünde kalakalmış oldu.
"Biraz daha kafede oturalım derdim ama..." dedi Clint ve kendisi bir açıklama düşünemeden kadın, cümlesini tamamladı.
"Çok havasızdı içerisi.
"Doğru," dedi Clint. "Havasızdı."
Sağına ve soluna bir kez daha baktı Lucy. Hem nereye gideceği konusunda kararsız biri gibi hem de nereden geleceğini bilmediği bir insanı bekliyor gibi görünüyordu. Clint ona baktığında iki farklı hissi kadının bakışlarında yakalayabiliyordu.
Etrafına bakınmayı bıraktı kadın ve Clint'e döndü. "İşsiz olunca insan böyle ortada kalıyor işte."
"İşsiz demeyelim, yeni işinin arifesinde."
"Doğru," dedi ve beraber güldüler.
"Ayrıca gördüğün gibi, emekli olunca da böyle ortada kalıyorsun."
Esen rüzgarla beraber kadının saçı havalandı, gözlerinin ve burnunun altından geçip öteki tarafta kalan kulağa dokunmak istiyormuş gibi dalgalanan saç tellerini kulağının arkasına aldı. "Hiç emekli bir kahraman hayal etmemiştim biliyor musun?"
"Doğru, çünkü biz ilklerdeniz ve henüz yeni yeni emekli olduk sayılır."
"Xavier ve öğrencileri sizden önce değil miydi?"
"Onlar..." Clint, onlar kahraman değil ki diyemedi çünkü bunun yanlış olduğunun kendisi de farkındaydı. "İnsanların kahraman olarak kabullendiği ilk bizlerdik," diye düzeltti.
"O öğrencilerin yıllık fotoğraflarını ben çekmiştim," dedi Luciana.
Yanlarından geçen insanların akışına kapılıp, kaldırımı takip ederek yürümeye başlamış olduklarını ikisi de fark etmedi. Clint fark etmedi çünkü Luciana hakkında öğrenmiş olduğu bu yeni bilgi beklediğinden daha sarsıcı gelmişti. "Sahi mi?"
"Evet, ben ve gazete fotoğrafçısı olan başka bir oğlan vardı. Adı neydi..."
Clint ellerini ceplerine sokmuştu. "İş ararken fotoğrafçılık ilanlarına bakmış mıydın?"
"Fotoğrafçılar için ilan veren var mı ki?" dedi Lucy. "Evet bu işi bir kuruma bağlı olmadan yapanlar var; serbest çalışan fotoğrafçılar. Lakin onların arasında da rekabet çok yüksek, her an en iyisini yapmak zorundasın çünkü her zamankinden biraz daha kötü bir fotoğrafla geldiğinde anında senden daha iyisini yapmış olanı kapıyorlar, o hafta aç kalıyorsun."
"Bunu bilmiyordum," dedi Clint doğruyu sakınmadan. "Pek gazete okuduğum söylenemez."
"Ki gazete de kalmadı, gazeteler ya abonelik sistemine geçti ya da internet yayıncılığından bir şekilde para kazanmaya çalışıyor. İnternet ortamında fotoğraf daha da değersiz çünkü tek bir tıkla kaydedip alabiliyorsun. Eski usul işine devam eden birkaç gazete kaldı sadece. Daily Bugle falan... Ha! Şimdi hatırladım!"
Clint'in dikkati zaten kadındaydı, kadının ünlem işaretiyle bir cümle kurmuş olması Clint'in daha fazla odaklanabilmesini sağlayamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Göz || Clint Barton
FanfictionClint Barton'ın şehirde en sevdiği kahveci kapanmak üzereydi. Bu durumda başka bir insan ne yapardı? Şehirde başka kahve dükkanları aramak ve kendi damak tadına uygun bir kahveyi bulmak için şehri dolaşmak mı? Hayır, Clint Barton bunu yapmayacaktı...