13 | Çirkin El Yazısı İnsanı Kararsız Kılar

35 8 1
                                    

Clint Barton, mutluydu.

Yeni alınmış bir arabayı ilk kez yola çıkarıyormuş gibi hissediyordu. Neden böyle hissettiğini de biliyordu; kahvecinin kepenklerini açmış ve resmi olarak işe başlamıştı. Neden böyle hissettiğini ise bilmiyordu; daha önce hiç sıfır bir arabayı yola çıkarıp ilk kullananı olmamıştı.

Kasada, Luciana'nın yanında duruyordu ve dışarıdan bakacak birinin gözünde, anlamadığı aletlere fazlasıyla meraklı olan ufak çocuk tiplemesi çiziyordu. Kasanın üzerindeki düğmeler başka bir alfabeye aitmiş gibi üzerindeki düğmeleri inceliyordu. Kasada para vardı, kendi parası olsa da kasanın içini boş görmek istememişti.

Lucy'nin sağında kalan Dave de göreve hazırdı. Önlüğünü giymiş, şapkasını takmış ve gelecek ilk müşteriye kahve yapmak için bekliyordu.

Kate ise kahramanlık icra etmek için sabahın erken saatinde çıkmıştı. Clint'in, ilk iş gününü o olmadan atlatması gerekecekti. Kadının defalarca üstlerinden izin alamayacağını biliyordu. Açılışa kadar yardım etmişti ve o kadardı. Artık Kate'i evde değil dükkanda bekleyecekti.

Yalnız olmayacağını hatırlattı kendine. Lucy, Dave ve birçok müşteri olacaktı. Lezzetli kahve içmek için gelen birçok müşteri, ortamın renkleri içlerini açacak olmasa bile içlerini açacak birer kahve içmek için gelecek birçok müşteri ve hepsinden önemlisi, diğer bayağılaşmış kahvecilerden bıkmış olan birçok müşteri gelecekti.

Telefonunun kilit ekranını açıp ekrandaki saati kontrol etti. Yarım saattir açıklardı ve tek bir kişi bile gelmemişti. Herkes işine gidiyordu ama yoldan geçen hiç kimse durup da bir kahve almıyordu. Clint'in içinden kapı önüne çıkıp insanlara seslenmek geliyordu. Herkesin tek tek yolunu kesip, "Neden bizden lezzetli bir kahve almıyorsunuz?" diye sormak geliyordu. Bir New York'lu, elinde kahve bardağı olmadan plazadaki ofisine giremezdi. Bu, çok uzun bir zaman önce yazılmış bir kuraldı ve bütün New York halkı da bu ve bunun gibi kurallara harfiyen uyardı.

Kahvenin böyle zorunlu bir ihtiyaç durumunda olduğu şehirde, insanlar o gün işe gidiyordu ama kimse Clint'in kahvecisine uğramıyordu.

Tabelada logo olmadığı için mi, diye düşündü Clint. Belki de Kate'i dinleyip tabelaya bir de logo yaptırtmalıydı. O anlık tabelada yalnızca isim yazıyordu. Kahve Göz. Bir sloganları bile yoktu henüz. Sabahtan beridir bir slogan düşünüyordu Clint ama diğer yandan da geç kaldığını düşünüyordu, slogan için. Sonuç olarak tabela takılmıştı. Ya tabela değişmeliydi ya da tabelanın üzerine ekleme yapılmalıydı ve sonucunda yamalı bir görüntü elde edilmeliydi.

Cam kapıya yapıştırılacak tarzda bir şey olabilirdi belki. Camları henüz yeni ve temizdi, hatta camın ilk iş günü olduğundan fazla temizdi. Clint sokaktan geçen herkesi sanki arada hiçbir şey yokmuş gibi görebiliyordu. Sokaktan geçip gidenler ise sanki arada bir duvar varmış gibi Clint'i göremiyordu.

"Ne zaman gelecekler?" dedi adam.

Adamın sağında kalan Lucy, "Bilmiyorum, ilk defa bir mekanın ilk iş gününde çalışıyorum."

Clint bir cevap arar gibi Dave'e baktı ama adamda da cevap olmadığı belliydi. Çözümü dışarıda aramaya geri döndü.

Strange ya da Brother Voodoo gibi birinin görünmezlik büyüsü yapmış olabileceğini dahi düşündü Clint. Boş vakit hoş olmayan düşünceler türetiyordu kafasında. Kendisi de biliyordu bu düşüncelerin saçma olduğunu ama zihninin boş düşünceler tarafından işgal edilmemiş kısımları o kadar ıssızdı ki uçurumun aşağısını görmemek için boş düşüncelerin yarattığı sisin içerisinde kayboluyordu.

Kahve Göz || Clint BartonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin