Bölüm 40

1.2K 88 23
                                    

Selamlaaarrr bebeklerim ben geldiiimm:) Bölüm nedensiz hoşuma gitti siz de seversiniz umarımm... Keyifli okumalaaarrr~~~

Sonunda Toprak da gittiğinde kendimi koltuğun üstüne atmıştım. Bugün, gerçekten fazla yorulmama sebep olmuştu. Sabahki duygu yükü, sonra annemin kalp krizi geçirmesi, babamın öğrenip böyle bir tepki vermesi... Açıkçası her şey birbirine girmişti ve ne halt etmem gerek hiçbir fikrim yoktu.

Bunu düşünmek yerine annemin yatağının yanına yaklaştım. Uyuyor olmalıydı. Gözleri kapalıydı çünkü. Biraz güzel yüzünü inceledim onun. Tip olarak bana benzemiyordu. Orantılı ve pürüzsüz bir cilde sahipti. Her annede olan ve yaşlılıktan gelen çizgiler yoktu onda. Sürekli gülerdi çünkü. Sürekli gülen insanların yüzleri kırışmazmış. Küçük bir çocukken sormuştum ona. Senin neden yüzünde çizgi yok, tüm arkadaşlarımın annelerinde var demiştim. O da eğilip cevaplamıştı beni.

"Çünkü oğlum, mutlu olan insanlar güler ve gülen insanların ciltleri kırışmaz. Ve ben dünyanın en mutlu annesiyim çünkü sana ve babana sahibim." Demişti yine gülerek.

Şimdi ise annem gülmüyordu. Hatta gülmeyi bırakın, yüzünde en ufak bir mimik kırıntısı bile yoktu. Annem mutlu değildi. Gerçi uyanık olsa, yine mutlu olabileceğinden pek emin değilim. Sonuçta onun mutluluk sebeplerinin arası buz gibi. 

Ah baba... Bunu bu kadar sert karşılamak zorunda mıydın? Hiçbir zaman hür irademle verdiğim kararlara engel olmadın, karşımda durmadın. Sen ne yaparsam yapayım benim arkamdaydın.  Birini sevdiğimde de yanımda olamaz mısın? Bana her zamanki gibi destek çıkamaz mısın, baba?

Lütfen... Sadece sana sarılmak istiyorum lütfen izin ver. 

Annemin göğsüne kafamı yaslarken kapı açıldı aniden. Bizimkilerden biri olsa gerek. Bakmadan cevap verdim.

"Yalnız kalmak istiyorum demiştim size."

Pekala bunun üzerine gitmeleri gerekiyordu? Bu yaklaşan ayak sesleri ne o zaman? Offf. Bu sefer kalktım ve öyle seslendim. En azından kim olduğunu görene kadar bunun için çalışmıştım.

"Gider- baba?"

Babam artık yanımdaydı. Bir bana, bir anneme bakıyordu. Gözlerinin kenarında gördüğüm ıslaklık yaş mıydı?

 Yanımdaki boş sandalyeye bıraktı kendini ve bir müddet o şekilde durduk. Annem ve birbirimiz arasına kaçamak bakışlar atıyorduk ikimiz de. Sonunda bu sessizliğe dayanamadım. Bir şeyler demek için ağzımı açtım fakat ne diyeceğim hakkında hiçbir halt bilmiyordum. 

"Gel buraya, oğlum"

Pekala- Babam konuşmuştu yani benim konuşmama gerek kalmamıştı. Ama bir saniye- What the- Umm şu an ya ben tüm 6 duyumu yanlış kullanıyordum ya ben doğru kullanıyordum ama onlar yanılıyordu ya da- Babama ne olmuştu?

Gel buraya derken kafamdan tutmuş, beni göğsüne yaslamıştı ve şu an bana sarılıyordu? 

Ne oluyordu anasını satayım ya? 

"Baba?" diye sordum kollarımı ben de ona dolarken.

"Sultan'ım böyle olsun istemez miydi.."

Kafamı eğdim ve sustum. Ne diyebilirdim ki? Annem beni uyurken bile kurtarıyordu. Seni seviyorum annem. Hem de çok.

"Doktorla konuştum."

"Neden olmuş öğrenebildin mi?"

"Tansiyonu çıkmış ve nedenini anlayamadığı için olsa gerek, düşürememiş. Sonrası malum işte... Ama tehlikesi yokmuş çoktan atlatmış onu. Tabii... Yaşamak için çok büyük sebepleri var Sultan'ımın. En baştakiyse sensin küçük bey. Kıymetini bil."

Gülümsedim ve kafamı salladım. "Senin olmadığına emin miyiz?"

Kafası karışmış bir şekilde bana baktı.

"Ciddi misin? Elbette öyleyiz bunu cümle alem biliyor."

"Ben yine de şüpheliyim."

"Ah oğlum... Sana bunu söylememeliyim ama söyleyeceğim. Annene söylemeyeceksen tabii bildiğini." derken göz kırpıyordu bana.

"Elbette? Buyur Süleyman Paşa."

"Anneni ilk kez öpen kişi ben değildim." 

nE? Dalga geçiyordu değil mi? Öyle olmak zorundaydı çünkü. Annem ne zaman babamla evlendiği günü anlatsa hep babam onu öpeceği için ne kadar heyecanlı olduğundan falan bahsederdi. NASIL BAŞKASINA GİTMİŞ OLABİLİR O-

"Ci-ciddi değilsin dimi?"

O da güldü ve hayır manasında salladı başını. "Keşke ciddi olmasaydım. Bu konuda onun ilki olmayı ben de çok isterdim. Peki o kişi kimdi biliyor musun?" 

"Hayır- kimdi?"

"Ben de bilmiyorum. Ama lisedendi. Liseden onun sınıfındaki bir kız-"

"NE-" 

"Şştt sessiz ol. Doktorların bizi odadan atmasını istemeyiz değil mi?"

Sesimi kıstım ve hazmetmeye çalıştım. Nasıl yani- Annemi ilk öpen kişi bir kız mıydı-

"Nasıl yha annem biseksüel mi?"

"Hayır değil. Annenin sanırım bu hayatta aşk manasında sevdiği tek kişi benim. Annen böyle olduğunu söylüyorsa böyledir değil mi? Zaten annen istememiş ki. Kız zorla öpmüş onu. O gün yanıma gelip ağlamıştı bundan dolayı. Özür bile dilemişti benden. "Ona engel olamadım özür dilerim" demişti. 

"Waow... Bunu neden hiç anlatmamıştınız ki?"

"Annen istemedi. Dediği şey kelimesi kelimesine aklımda. "İlerde bir çocuğumuz olursa Süleyman, onun bu olayı bilmesini istemiyorum. Bunu öğrenip de insanlardan nefret etmeye başlarsa bu bizim suçumuz olur. Onun insanları severek büyümesini istiyorum." O gün tekrardan aşık olmuştum annene. Düşünceleri... Çok hoş değil mi sence de?"

Vay canına... Annem beni her geçen gün biraz daha şaşırtıyordu. Açıkçası ne hissetmem gerektiğini tam olarak bilmiyorum ama duygulandırmıştı bu. Gülümsedim babama.

"O hayatımda tanıdığım en mükemmel insan."

"Evet, gerçekten de öyle." 

Bundan sonra ise kısa bir sessizlik oluştu. Düşünüyordum anneme bakarken. Anlayışlı biri olduğunu biliyordum ancak bu derecede olması- Beni çok mutlu etmişti. 

Bir saniye- Gözleri mi açılıyordu onun?









MON AMOUR //boyxboy//textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin